Etkinlik Kategorisi: Sosyal Faaliyet Organizasyonu
Etkinlik Türü: Söyleşi
Etkinlik Organizasyonu Yılı: 2024
Katılımcı Sayısı: 100
Özet:
Tarihsel ve Kültürel Mirasımız: Sanal Kentlere Yolculuk.
Kültürel miras; kimliğimizle, kültürümüzle, tarihimizle ilgili somut ve soyut değerlerin tümüdür. Tarihi kentler ve dokular, kültürel peyzajlar, anıtsal yapılar, arkeolojik alanlar somut kültürel mirası oluşturur. Türkiye, kültürel miras açısından evrensel düzeyde zenginlik ve çeşitliliğe sahip bir ülkedir. Kentsel ve kırsal geleneksel yerleşimler, arkeolojik sitler, tek yapılar ve bu alanların kullanım geleneklerini de içeren soyut ve somut miras değerleri, kültürlerin hafızasını oluşturarak geleceğin planlamasında etkilidir. Tarihi kent dokuları geçmiş toplulukların sosyal, kültürel ve ekonomik yaşam biçiminin kanıtları olarak ülke belleğinin ve kimliğinin somut boyutunu oluştururlar. Tarihi kentleri oluşturan değerlerin en önemli bölümü geleneksel sivil mimarlık örnekleridir. Bu yapılar, içerdikleri mimari, tarihi ve somut değerlerinin yanı sıra işlevsel ve ekonomik değerleriyle de önem kazanırlar. Türkiye toprakları zengin bir kültürel mirasa sahiptir ve binlerce yıllık çeşitli uygarlıklara ev sahipliğini yapmıştır. Ülkemizin zengin kültürel mirasına sahip çıkmak büyük bir birikim ve sorumluluk gerektirmektedir. Bununla birlikte, koruma bilincinin toplumsal tabana yayılarak “koruma kültürü” oluşturma noktasında önemli eksikliklerin olduğu görülmektedir. Kültürel değerler/ulusal kimlik birlikteliğinin kabul edilmesi ve özümsenmesi, köklü ve kalıcı bir koruma ve geliştirme kültürünün varlığı ile geçerlik kazanabilir. Tarihsel miras zaman içinde bir kez oluşturulduğu için yok olmaları durumunda yerlerinin doldurulması mümkün değildir. Bu eserlerin oluşumları ve süreç içinde üstlerine eklemlenen değerler onların zamandan bağımsız olarak geçmişten geleceğe varlığının devamlılığını zorunlu kılmaktadır. Doğal etkenler dışında en çok tahribat insanlar tarafından olmaktadır. Bu nedenle de koruma bilincinin yerleştirilmesi ancak çocuk yaşlardan başlayarak verilen bir eğitim ile mümkün olacaktır. Kültürel mirası koruma politikaları arkeoloji ve kültür politikaları içinde koruma amaçlı düzenlemelerde yalnızca yasaklayıcı kurallar bu eserlerin korunması ve geleceğe aktarılmasını sağlayamamaktadır. Bu nedenle koruma anlayışı yerine, bireyin içinde yaşadığı ortamlarla birlikte, eğitim alması, çocuklarımıza ve gençlerimize erken yaşlardan itibaren kültürel ve tarihsel mirasın tanıtılması, sevdirilmesi, öneminin anlatılması kültürel ve tarihsel mirasın geliştirilmesi ve korunmasını sağlayabilecektir. Müzeleri ziyaret etmek için yeterli imkâna sahip olmayan öğretmenler veya okullar için sanal müze etkinlikleri de önemli bir alternatiftir. Sanal müze, modern kitle iletişim araçları kullanılarak hazırlanan objeleri zaman ve mekândan bağımsız bir şekilde ziyaretçileriyle aralıksız buluşturan, sıradan iletişim yöntemlerinin aksine dünya çapında iletişim kurmaya uygun müzelerdir. Bu çalışmada öğrencilerin kültürel ve tarihi miras geliştirme ve koruma becerilerinin geliştirilmesini sağlamak için tarihi kent müzelerine sanal yolculuk yapılacaktır. Öğrencilerle kentler üzerinde kanıt temelli etkinlikler yürütülecektir.