2'-5'-Oligoadenilat Sentetaz-3 İnhibitörü Olabilecek Bileşiklerin Tasarımı, Sentezi ve Anti-Kanser AktivitePotansiyellerinin in vitro ve in vivo Modellerle Değerlendirilmesi


Yalçin Özkat G., Algül Ö., Çağlar H. O.(Yürütücü)

TÜBİTAK Projesi, 1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı, 2025 - 2028

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Destek Programı: 1001 - Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı
  • Başlama Tarihi: Mart 2025
  • Bitiş Tarihi: Mart 2028

Proje Özeti

Baş ve boyun skuamöz hücreli karsinomlar (BBSHK), cilt ve mukoz membranlarda yer alan hücrelerden köken alan

kanserlerdir. BBSHK hastalarının geç evrede tanı alması ve primer tümörlerin tedavi sonrası aynı bölgede tekrar ortaya

çıkması gibi nedenler genel sağkalım oranlarını düşürmektedir. Bu durumun bir diğer önemli sebebi ise BBSHK

tümörlerinin tedavi sürecinde kemoterapi ilaçlarına karşı direnç geliştirmesidir. BBSHK’lerde ilaç direnci gelişimi altında

yatan moleküler düzensizlikler henüz tam olarak ortaya konulamadığı gibi ilaç direncinin aşılmasında etkili tedavi

yöntemleri de bulunmamaktadır. Bu nedenle, ilaç direnci altında yatan moleküler mekanizmaları daha iyi anlamak ve

daha güçlü tedavi araçları geliştirebilmek için çalışmalar sürdürülmektedir. BBSHK’lerde ilaç direncine neden olan

proteinlere yönelik anti-kanser etkinlik sergileyen yeni inhibitörlerin geliştirilmesi, mevcut BBSHK tedavisinin

iyileştirilmesine ciddi katkı sunacaktır. Bu kanser türü için ilaç direnci ile ilişkilendirilmiş terapötik hedef sayısı oldukça

azdır. Kemoterapi ajanına karşı direnç unsuru olan genin baskılanması veya bu genin ifade ettiği protein ürünün inhibe

edilmesi, mevcut kanser tedavisinin iyileştirilmesinde temel bir stratejidir. Bu konuda, TÜBİTAK hızlı destek programı

kapsamında desteklenmiş (122Z609) grubumuzun ilk çalışmasında hem teorik hem de deneysel olarak OAS3 geninin

BBSHK hücrelerinde paklitaksel (PTX) direnci ile ilişki olduğu tanımlanmıştır. Özellikle PTX dirençli SCC-9 hücrelerinde,

baskılanmış OAS3 ifadesinin anlamlı olarak hücre proliferasyonunu azalttığı ve apoptozu indüklediği bu çalışma ile

gösterildi. Bununla birlikte, gerçekleştirilen gen susturma işlemi, PTX dirençli SCC-9 hücrelerinin agresif özelliklerini de

önemli ölçüde baskıladı. Bu durum OAS3’ün BBSKH hücreleri için anti-kanser etkisine sahip önemli bir terapötik hedef

olabileceğini ortaya koymaktadır. Literatürde OAS3 inhibitörleri ile ilgili oldukça az çalışma bulunmaktadır. BBSHK’lerde

PTX’e karşı direnç gelişiminde OAS3 geninin anahtar rol oynadığını tanımlayan önceki projemizin sonuçları önerilen bu

proje için temel oluşturmaktadır. Araştırma grubumuz, in siliko çalışmalardaki deneyimini de göz önünde bulundurarak

bu genin kodladığı protein üzerinde etkili olabilecek bileşikleri belirlemek için ilk basamakta detaylı in siliko yöntemlerle

OAS3 proteinine özgü homoloji modelleme, farmakofor modelleme ve ilaç yeniden konumlandırma çalışmaları

gerçekleştirmiştir. Tamamlanan bu ön çalışma sonucu farklı yapılar belirlenmiş ve bu halka sistemlerinden biri öncelikli

olarak seçilmiştir. Proje kapsamında ise öncelikle in siliko olarak belirlenen bu halka sistemleri üzerinde farmakofor

modelleme, moleküler doking ve moleküler dinamik simülasyonları yapılarak, aday OAS3 inhibitörleri tasarlanacak ve

ardından belirlenen en az 15 adet bileşiğin sentezi gerçekleştirilecek ve sonrasında anti-kanser ve anti-anjiyojenik

potansiyelleri in vitro testlerle değerlendirilecektir. İlk aşamada etkinlikleri analiz edilen bileşiklerin verileri in siliko olarak

tekrar değerlendirilerek, ikinci grupta en az 5 adet yeni bileşiğin tasarımı gerçekleştirilecek ve daha etkin olacakları

tahmin edilen bu bileşikler için de anti-kanser ve anti-anjiyojenik potansiyel analizleri gerçekleştirilecektir. Son aşamada

ise nihai olarak en etkin olduğu sonucuna varılan OAS3 inhibitörü için in vivo çalışmalar yapılarak bu bileşiğin etkinlik

analizleri daha ileriye taşınacaktır. Tedavide kullanılan ve ticari olarak temin edilebilen OAS3 inhibitörü olmamasının

yanı sıra, literatürde OAS3’ü etkin bir şekilde inhibe eden bileşiklerin sentezine ve bu moleküllerin anti-kanser ve anti-

anjiyojenik potansiyellerinin araştırılmasına yönelik kapsamlı ilk çalışma olması projenin özgün yönünü oluşturmaktadır.

Proje ekibi konularında uzman ve tecrübeli 1 yürütücü, 1 danışman, 3 araştırmacı ve 3 bursiyerden oluşmaktadır. Proje

çıktılarının başta BBSHK olmak üzere diğer kanser tedavilerinde de yeni yaklaşımların geliştirilmesine katkısı olacağı,

uzun vadede ise ekonomik, ticari ve sosyal açılardan faydalar sağlayabileceği düşünülmektedir. Proje sonucunda

etkinliği ortaya konulacak inhibitör adayları için patent alınması ve uzun vadede bunların kemoterapi ajanı olmaları

muhtemeldir.