Mescid-i Aksa’da Yer Alan Mescitler ve Bölümleri


Akar M.

Geçmişten Geleceğe Gençlik Köprüsü- Kudüs, Konya, Türkiye, 07 Ağustos 2021

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Konya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu çalışmada, ilahi dinlerce kutsal sayılan Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’da bulunan mescitler üzerine bir irdeleme amaçlanmıştır. Mescid-i Aksâ, tüm semavi dinler için sembolik öneme sahip önemli bir dini merkezdir. Tarih boyunca Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam gibi ilahi dinlerin değer verdiği, bu anlamda kutsalların birleştiği bazen de çarpıştığı bir alan olarak Mescid-i Aksa’nın mimari açıdan ele alınması önemli görünmektedir. Bu kapsamda Mescid-i Aksâ’da bulunan mescitlerin mimari açıdan bir değerlenderilmesi yapılmıştır. Bu konu hakkındaki kaynak ve görsellerden hareketle literatür taraması yapılmış ve bu kapsamda bir değerlendirme esas alınmıştır.

Mescid-i Aksâ, Yahudi kutsal kitabında geçen ve Hz. Davut’ın yapmak isteyip de oğlu Hz. Süleyman’nın yaptırdığı kutsal mabedin yeri olması (Süleyman Mabedi) nedeniyle Yahudilik’teki bazı ibadetlerin bu alanda yapılması zaruri hale gelmiş dolayısıyla burası kutsal sayılmıştır. Özellikle Batılı literatürde Batı Duvarı, Ağlama Duvarı (İng. Western Wall / Wailing Wall) gibi adlarla anılan tarihi duvar, yahudilerin ilk Süleyman Mâbedi’nin bir kısmı olduğu inancıyla günümüzde önünde ibadet ettikleri yer olması nedeniyle önem taşımaktadır.

Kudüs Yahudilik’te olduğu gibi İslamiyet’te de kutsal sayılmıştır. Kuran’da kutsal şehir anlamında Beytülmakdis/Beyti-Makdis (mukaddes ev) veya müslümanlarca daha yaygın kullanımıyla Kudüs’te yer alan ve etrafıyla birlikte mübarek kılınan bu mabed, müslümanların ilk kıblesi, Hz. Muhammed’in İsrâ ve Mi’raç hadisesindeki bir durak ve İslamiyet’teki en kutsal üç mescitten2 biri olarak nitelendirilmiştir. Özellikle söz konusu alanda bulunan El-Aksâ Camii/Kıble Mescidi ve Kubbetü’s-Sahre, müslümanların önemli dini yapılarındandır. Emeviler tarafından inşa ettirilen bu yapılar, Abbasiler, Fatımiler, Eyyubiler, Memlûkler ve Osmanlılar, Haşimîler gibi Müslüman devletler tarafından itinayla korunmuştur. Ayrıca bu mabed sınırları içerisinde farklı İslami dönemlere ait pek çok mescit de yaptırılmıştır.

Tüm insanlığın ortak mirası olarak UNESCO’ya (1981) giren Eski Kudüs ve surları içerisinde yer alan Mescid’i Aksa ve çevresinin İsrail’in bu alan üzerindeki egemenlik kurma iddiaları nedeniyle yürüttüğü bazı illegal faaliyetlerle tehlike altında olduğu ortadadır. İsrail’in kuruluşundan beri Kudüs’teki kutsal değerlere karşı açıkça bir savaş içinde olduğu açıktır.

Tehlike altındaki bu mabedin, geçmiş-hafıza-değerler bağlamında bir dünya mirası olarak tüm insanlığın, en başta da müslümanların bu mabedi koruması en büyük görevlerden olmalıdır.

Birçok bakımdan incelenmeye değer olan bu konu hakkında farklı alanlarda akademik çalışmalar olmasına ragmen bu konudaki hem dini hem tarihi hem de mimari bilgilerin çeşitli ve ihtilaflı olmaları nedeniyle karışıklıklar olabilmektedir. Mescid-i Aksa hakkındaki kafa karışıklıkları, kutsal alanın sınırları veya alan içerisindeki mimari yapıların sembolik değeri ile ilgili kavramlarda olabilmektedir. Bu açıdan düşünüldüğünde bu eserleri tanıtmaya olan ihtiyaç güncelliğini korumaktadır. Bu çalışmanın amacı, mümkün olduğunca bu konudaki kafa karışıklıklarına dikkat çekmektir.

Anahtar Kelimeler: Kudüs, İslam, Yahudilik, Süleyman Mabedi, Mescid-i Aksâ, Kubbetü’s-Sahre, mimari, mescit, dini merkez.