Samsun Sağlık Bilimleri Dergisi, vol.6, no.1, pp.136-146, 2021 (Peer-Reviewed Journal)
Objective: In this study, it was aimed to evaluate the
relationship between the chronotype of university students,
who are considered to be a high-risk group for the
development of eating disorders and the eating attitude and
body perception of the students.
Method: This descriptive study was carried out with the
participation of 893 students who were actively studying in the
2020-2021 academic year of a university and consented to
participate in the study. Data was obtained by sending the
questionnaire to students' e-mail through a structured
questionnaire created in Google Forms. Descriptive statistics,
chi square and correlation test were used to evaluate the data.
Institutional and ethical board permissions were obtained for
the study and voluntary participation was based on.
Results: It was determined that the students who participated
in the study were mostly female (72.2%), did not have a
physician diagnosed disease (82.5%), had normal weight
(68.5%), and mean age was 21.23 ± 3.80 years. In
determining the chronotype of the students, it was found that
there was an intermediate type (67.2%) in weight with an
average score of 47.54 ± 9.17 in the Morningness Eveningness
Test. During the coronavirus pandemic, it was determined that
the chronotype of the female students who kept their weight
and did not change their sleeping habits were morning type. In
the study, no statistically significant relationship was found
between the chronotype of the students and the sub-dimensions
of the Eating Attitude Test (dieting, bulimic behavior, oral
control behavior) and the Body Liking Scale (p> 0.05).
However, as the age and BMI of the students increased and
the sleep duration decreased, it was found that the
Morningness-Eveningness Test score was higher and the
result was statistically significant (respectively r = 0.124, r = -
0.148, r = 0.069; p <0.05).
Conclusions and Suggestions: It was determined that
variables such as gender, change in body weight and sleeping
habits during the coronavirus pandemic showed a statistically
significant difference between chronotypes. It is clear that
students need health counseling that takes into account
individual differences to be carried out by nurses and nutrition
and dietetics specialists. In addition, further studies supported
by methods such as physical activity and food consumption
recording are needed to be conducted with different samples
in different age groups to examine the relationship between
circadian preference and eating habits, eating disorders.
Amaç: Bu çalışmada, yeme bozukluğu gelişimi açısından
yüksek riskli grup olarak görülen üniversite öğrencilerinin
kronotipinin öğrencilerin yeme tutumu ve beden algılarıyla
ilişkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Tanımlayıcı tipte olan bu çalışma bir devlet
üniversitesinin 2020-2021 akademik yılında aktif olarak
öğrenim görmekte olan ve çalışmaya katılmayı kabul eden 893
öğrencinin katılımı ile gerçekleştirildi. Veriler Google
Formlar'da oluşturulan yapılandırılmış bir anket aracılığıyla,
anket formunun öğrencilerin e-postasına gönderilmesiyle elde
edilmiştir Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı
istatistikler, X2
ve korelasyon testi kullanıldı. Çalışma için
kurum ve etik kurul izinleri alnmış ve gönüllü katılım esas
alınmıştır.
Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin çoğunlukla kadın
cinsiyetinde (%72.2), hekim tarafından tanı konulmuş bir
hastalığı bulunmayan (%82.5), normal kilolu (%68.5) ve yaş
ortalaması olarak 21.23±3.80 yıl olduğu belirlendi.
Öğrencilerin kronotipinin belirlenmesinde Sabahcıl Akşamcıl
Testinden 47.54±9.17 ortalama puan ile ağırlıkta ara tip
(%67.2) olduğu bulundu. Pandemi sürecinde kilosunu koruyan
ve uyku alışkanlığında herhangi bir değişiklik olmayan ve
kadın cinsiyetindeki öğrencilerin kronotipinin sabahçıl tipte
olduğu belirlendi. Çalışmada öğrencilerinin kronotipi ile Yeme
Tutum Testi alt boyutları (diyet yapma, bulimik davranış, oral
ontrol davranışı) ve Bedeni Beğenme Ölçeği arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p> 0.05).
Ancak öğrencilerin yaşı ve BKI değeri arttıkça ve uyku süresi
azaldıkça Sabahçıl-Akşamcıl Testi puanın daha yüksek olduğu,
sonucun istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur
(sırasıyla r = 0.124, r= -0.148, r =0.069; p< 0.05).
Sonuç ve Öneriler: Pandemi sürecindeki vücut ağırlığındaki
ve uyku alışkanlığındaki değişim ve cinsiyet gibi değişkenlerin
kronotipler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark gösterdiği
belirlendi. Öğrencilerin hemşireler ve beslenme ve diyetetik
uzmanları tarafından yürütülecek bireysel farklılıkların dikkate
alındığı, sağlık danışmanlıklarına ihtiyacı açıktır. Ayrıca
farklı yaş gruplarında, farklı örneklemlerle yapılacak ve
sirkadiyen tercih ile beslenme alışkanlıkları, yeme bozuklukları
ilişkisinin incelendiği, fiziksel aktivite ve besin tüketim kaydının
alınması gibi yöntemlerle desteklenen ileri çalışmalara ihtiyaç
vardır