Sanat, bir monologdur. Kendi iç dünyamın derinliklerinde
yankılanan düşünceler, duygular ve sezgiler bu sergide vücut buluyor.
'Monolog', sessizliğin içinde patlayan renklerle, katmanların içinde kaybolan çocuklarla,
kuşların özgürlüğüyle ve belirsizliğin çekiciliğiyle kendi içsel yolculuğumu
ifade ediyor.
Bu dünya, bilinenin ötesinde, sezgilerin yol gösterdiği bir
alan. Kuşlar kanat çırparken, çocuklar geçmişin ve geleceğin bir izdüşümünde
asılı kalır. Renkler ve gölgeler arasında, görünenin ardında saklı olanı arayan
bir gözün yolculuğu bu. Katmanlar iç içe geçer; bir anın içinde onlarca farklı
duygu, bir nefesin ardında birçok gerçeklik gizlenir.
Sergimde, belirsizlik belirginleşir. Silüetler, hayatın
izlerini taşırken, izleyiciyi kendi monoloğunu oluşturmaya davet eder. Her
eser, izleyiciyi içsel dünyamda bir yansıma bulmaya, kendi içinde yankılanan
sesi duymaya çağırır.
'Monolog', içimde uyanan dünyanın dışavurumu. Çocuklar,
kuşlar, renkler, gölgeler ve silüetler, bu dünyanın parçası; belirsizliği,
açıklığı ve sonsuzluğun mümkün olduğu yerler. Her bir katman, bir diğerine
açılan bir kapı; her bir renk, yeni bir duygunun izdüşümüdür.
"Monolog" sergimde
dijital kolaj tekniğini tercih ettim çünkü bu yöntem, iç dünyamı dışa vururken
dijital çağın yansımalarını da eserlerime katıyor. Bazı resimlerde pikseller
kullandım; bu, dijital dünyanın temelini oluşturan bir yapı taşı olarak yer
aldı. Piksellerin yarattığı kopuşlar ise dijital sanatın kırılganlığına ve
parçalanmış doğasına bir gönderme.
Bu kopukluklar, modern dünyanın
karmaşıklığını, dijital çağın getirdiği hızlı değişimleri ve belirsizlikleri
simgeliyor. Renkler, katmanlar ve piksellerle şekillenen bu resimler hem içsel
bir yolculuğu hem de dijitalleşmenin sanata etkilerini izleyiciye
yansıtıyor."