Türkiye’de Çizgi Film ve Animasyonlarda Dede ve Nine Temsilleri: Eleştirel Medya Okuryazarlığı Perspektifi


Creative Commons License

Gülay E., Çelebi S.

Türk Kültüründe Aile, Prof. Dr. Cafer Özdemir,Doç. Dr. Ömer Saraç, Editör, Paradigma Akademi Yayınevi, Çanakkale, ss.127-138, 2025

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2025
  • Yayınevi: Paradigma Akademi Yayınevi
  • Basıldığı Şehir: Çanakkale
  • Sayfa Sayıları: ss.127-138
  • Editörler: Prof. Dr. Cafer Özdemir,Doç. Dr. Ömer Saraç, Editör
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Çocukluk çağında dünyayı anlama, normları kavrama ve kimlik inşası süreçleri çok katmanlı bir

etkileşim ağında gerçekleşir. Aile ve okul kadar medya da bu ağın kurucu unsurlarındandır. Özellikle

dijital çağda ekran sürelerinin artması, çocukların görsel-işitsel metinlerle kurdukları ilişkiyi gündelik

yaşamın merkezine taşımış; çizgi film ve animasyonlar yalnızca eğlencelik içerikler olmaktan çıkıp

kültürel aktarımın, ideolojik çerçevelemenin ve pedagojik yönlendirmenin etkili araçlarına

dönüşmüştür. Çizgi filmler; karakter tasarımlarından anlatı çözümlerine, mizah kullanımından müzik,

renk ve mekân estetiğine kadar çok kipli göstergelerle “hangi davranışların uygun”, “hangi duyguların

makbul”, “hangi aile ve toplumsal rollerin örnek” olduğuna ilişkin güçlü mesajlar üretir. Bu nedenle,

çocukların erken yaşlarda karşılaştıkları karakter temsilleri ve ilişkisel kalıplar, toplumsal cinsiyet,

yaş, otorite ve kuşaklararası etkileşim gibi alanlarda derin izler bırakır (Türkmen, 2012; Şentürk ve

Keskin, 2019). Türkiye’de çizgi film üretiminin son on beş yılda kurumsallaşmasıyla birlikte -TRT

Çocuk’un kamu yayıncılığı ilkeleri doğrultusunda yerli ve kültürel içerikleri stratejik biçimde öne

çıkarması; buna karşılık özel kanallar ile küresel/dijital platformların evrensel, bireyci ve mizah

merkezli anlatıları dolaşıma sokması- çocukların aynı anda farklı kültürel repertuvarlarla

karşılaşmasına yol açmıştır (Taşkın ve Boran, 2024). Bu çoğulluk içinde dede ve nine figürleri,

kuşaklararası bağın, ortak hafızanın ve değer aktarımının sembolik taşıyıcıları olarak özel bir yer tutar.

Ancak bu figürlerin güncel içeriklerde nasıl dönüştürüldüğü, hangi değerlerle ilişkilendirildiği ve

çocuklara nasıl sunulduğu yeterince ayrıntılandırılmamıştır. Bu çalışma, söz konusu boşluğu eleştirel

medya okuryazarlığı çerçevesinde doldurmayı amaçlamaktadır.