41. ULUSAL RADYOLOJİ KONGRESİ - 2020, 24 Ekim 2020, ss.283-284, (Tam Metin Bildiri)
Giriş: Adrenal bezin primer lenfoması oldukça nadirdir. Daha sıklıkla sekonder lenfomalar izlenmektedir ve otopsi serilerinde %25- 35 adrenal infiltrasyon saptanmıştır. Sıklıkla non-hodgkin lenfomalar görülür (1). Primer olarak ise en sık diffüz büyük B hücreli lenfoma görülür. Biz radyolojik ve patolojik olarak tanı konmuş primer adrenal lenfoma hastamızı sunmayı amaçladık. Olgu: 77 yaşında kadın hasta sol yan ağrısı nedeniyle üroloji polikliniğine başvurdu. Üriner USG istemi ile kliniğimize yönlendirilen olgunun usg incelemesinde her iki adrenal lojda heterojen hipoekoik,solid lezyonlar izlenmesi nedeniyle ayırıcı tanılar açısından adrenal beze yönelik Dinamik MRG önerildi. MR görüntülemede sağ adrenal bezde yaklaşık 60x36 mm, sol adrenal bezde 70x50 mm ebatlarında T1A hipointens, T2A heterojen hiperintens sinyal özelliğinde kitleler izlendi (Resim 1 ve 2). Yağ baskılı T2A serilerde sol adrenal kitle ile sol böbrek ve pankreas kuyruğu arasındaki yağ planları silinmiş olarak görüldü ve invazyon lehine değerlendirildi (Resim 3 ve 4). Ardından yapılan PET/CT de her iki kitlede yoğun FDG tutulumu görüldü, başka bir odak saptanmadı (Resim 5). Hastaya bilateral adrenalektomi yapıldı. Patoloji sonucu sol böbreğe ve pankreas kuyruğuna infiltre diffüz büyük B hücreli lenfoma tanısı konuldu ve primer olarak değerlendirildi.
Tartışma: Başka bir amaçla yapılan batın görüntülemesinde
saptanan adrenal lezyonlar insidentaloma olarak adlandırılmaktadır
ve giderek artan sıklıkta saptanmaktadır. İnsidentalomalar sıklıkta tek
taraflıdır ve %5 ten azı malign lezyonlardır (2). Bilateral lezyonların
ayırıcı tanısında metastazlar, adrenokortikal karsinom, feokromasitoma, myelolipom, adrenal hiperplazi ve fonksiyone adenomlar yer
almaktadır. En sık bilateral adrenal malign tümörler metastazlardır.
Primer akciğer ve mide tümörlerinin % 50’sinde görülür.
Primer adrenal lenfoma ise oldukça nadirdir ve vakaların
%70’inde bilateral adrenal kitle olarak görülür (4). Hastaların çoğu
ileri yaş erkek hastalardır. Sıklıkla lokal ağrı veya ateş, kilo kaybı ve
sıklıkla bilateral tutulumda görülen adrenal yetmezlik gibi sistemik
semptomlar ile başvurur. Patolojik olarak büyük çoğunluğunu difüz
büyük B hücreli lenfoma oluşturur (3).
Tanıda US, BT ve MR görüntüleme kullanılabilir. US ‘de hipoekoik
homojen veya heterojen kitle izlenir(5). BT’de nekroz ve kanamaya bağlı değişken dansitede kompleks kitle izlenir. Kalsifikasyon
beklenmez. Primer ve sekonder lenfoma ayrımında spesifik bir
özellik olmamakla birlikte sekonder lenfomada adrenal bezde
daha homojen bir büyüme izlenir ve normal morfoloji korunur (6).
MRG’de T1 hipointens, T2 heterojen hiperintens olarak izlenir. İV
kontrast madde enjeksiyonu sonrası minimal kontrastlanma görülür.
Lenfomatöz lezyonlar hipersellülaritesinden ve yüksek nükleus/
sitoplazma oranından dolayı hemen her zaman difüzyon kısıtlar.
Sonuç: Primer adrenal lenfoma prognozu kötü olup erken
tanı ve tedavisinde görüntüleme yöntemleri önemlidir.DAG içeren
dinamik MRG inceleme tanıda yüksek duyarlılık ve özgüllüğe sahiptir. Adrenal patolojilerin ayırıcı tanısında primer adrenal lenfoma göz
önünde bulundurulmalıdır.