Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği 56. Ulusal Kongresi, Antalya, Türkiye, 3 - 06 Kasım 2022, ss.255-256
Giriş / Amaç: Kardiyopulmoner bypass (KPB) sırasında pulsatil veya non
pulsatil akım tekniğinin her ikisi de günümüzde kullanılmaktadır. Pulsatil akım
doku perfüzyonu ve hücresel metabolizmayı olumlu etkiler. Non-pulsatil akım;
baroreseptörler, böbrekler ve endotel üzerindeki ileri nöroendokrin yanıtları
azaltır. Çalışmamızda, elektif koşullarda yapılan koroner arter bypass greft
(KABG) ameliyatlarında pulsatil ve non pulsatil akım tekniğinin postoperatif
deliryum gelişimi üzerine etkilerinin
karşılaştırılmasını amaçladık.
Gereç ve Yöntem: Prospektif randomize çalışmamız için, Recep Tayyip
Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik
Kurul’unun 01.09.2021 tarih ve 2021/157 karar numarası ile bilimsel ve etik
açıdan onayı alınmıştır. Daha sonrasında hastanemizde elektif KABG cerrahisi
uygulanmış olan 35-80 yaş arası ASA III-IV grubu olgular dahil edildi. Hastalar
KPB’da pulsatil (Grup P) ve non-pulsatil (Grup NP) akım tekniği kullanılmasına
göre 2 gruba ayrıldı. Hastaların demografik, klinik özellikleri, operatif
verileri kaydedildi. Bilateral bölgesel beyin oksijenasyonu, ortalama arteriyel
basınçları, nazofarengeal ısıları, periferik oksijen satürasyonu, laktat, PaCO2
değerleri ölçüldü. (giriş, en düşük ısı anında, sternum kapandığında).
Postoperatif 24. Ve 72. saatlerde “deliryum derecelendirme ölçeği revise – 98”
ile değerlendirildi.
Bulgular: 73 hastanın verileri analiz edildi. Grup NP ile Grup P
arasında deliryum açısından anlamlı bir fark yoktu, 2 grup arasındaki
demografik ve klinik özellikler benzerdi (p>0,05). Ancak hipotermi derecesi,
miyokard enfarktüsü (MI) öyküsü durumu, karotis arterde darlık durumu ve vücut
kitle indeksi yüksekliği Grup NP’de Grup P’ye göre istatistiksel olarak anlamlı
farklılığa sahipti (p=0,03, p=0,028, p=0,04, p=0,037; p<0,05).
Tartışma / Sonuç: Çalışmamızda KABG cerrahisi uygulanan hastalarda
pulsatil akım tekniği ile non-nonpulsatil akım tekniğinin postoperatif deliryum
görülme oranları benzerdi. Ancak Grup NP de deliryum tanısı konan hastaların sayısı
Grup P’ye göre daha fazlaydı. Bu grupta hastalar daha hipotermikti, geçirilmiş
MI ve karotis arter darlığı öyküsünün daha fazla olmasının bu sonuçta etkili
olabileceğini düşündük. Bu nedenle KABG cerrahisi uygulanacak hastalarda
preoperatif risk faktörleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bu risk faktörlerine
bağlı olarak pulsatil akım tekniğinin tercih edilmesi doğru bir yaklaşım
olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Koroner Arter Baypas Cerrahisi, Pulsatil Akım,
Deliryum, Non-Pulsatil Akım