International Free and Open Source Software Law Review, vol.5, no.2, pp.79-104, 2013 (Peer-Reviewed Journal)
In Turkey, whether distinguishing software as Free Open Source Software (FOSS) or Proprietary Closed Source Software (PCSS), there is no precise ‘National ICT Policy in Public Institutions.’ It is crucial to evaluate ICT Policy, particularly how and why it is incomprehensible, as a case study to conceptualise ICT Policy from a national psyche. The study focuses on the reasons for not ‘governing’ ICT Policy and identifies the conditions behind this omission. I argue how OSS is deliberately ignored due to: obvious, institutional inertia, path dependence and ungovernable ICT changes and, arguably, corruption in new public management. The study concludes that Turkey has failed to produce written ICT Policies and to establish pervasive and trustworthy (flexible) ICT ecosystems, which recognise either a balanced development between FOSS & PCSS or a FOSS favourable system. Turkey has taken a de-facto ICT Policy, by which Microsoft dominant markets control public institutions. Whilst techno-institutional lock-ins politically exist and are irreversible, the future is mistakenly defined as a Procrustean ICT Bed Strategy. Globally, ICT Policy is understood to be an ‘experimental strategy’ (not definitive), perhaps for the purpose of ongoing negotiations and positioning of a national state within global networks because of evident nationally prioritised values and interests. Thus, the dynamic and failing nature of ICT ecosystems leads to ‘no broken promise.’
Türkiye'de, yazılımı Özgür Açık Kaynaklı Yazılım (ÖAKK) veya Tescilli Kapalı
Kaynaklı Yazılım (TKKY) olarak ayırt edecek olursak, kesin bir 'Kamu Kurumlarında
Ulusal BİT Politikası' yoktur. BİT Politikasının, özellikle nasıl ve nedeninin
değerlendirilmesi çok önemlidir. BİT Politikasını ulusal bir ruhsaldan
kavramsallaştırmak için bir vaka çalışması olarak anlaşılamaz. Çalışma, BİT
Politikasını 'yönetmeme' nedenlerine odaklanmakta ve bu ihmalin arkasındaki
koşulları belirlemektedir. Açık, kurumsal atalet, yol bağımlılığı ve
yönetilemez BİT değişiklikleri ve tartışmalı olarak yeni kamu yönetimindeki
yolsuzluk nedeniyle ÖAKK'un nasıl göz ardı edildiğini savunuyorum. Çalışma,
Türkiye'nin yazılı BİT Politikaları üretemediği ve ÖAKK ve TKKY veya ÖAKK uygun
bir sistemi arasında dengeli bir gelişmeyi tanıyan yaygın ve güvenilir (esnek)
BİT ekosistemleri kuramadığı sonucuna varmaktadır. Türkiye, Microsoft baskın piyasalarının
kamu kurumlarını kontrol ettiği fiili bir BİT Politikası almıştır. Teknolojik
kurumsal kilitlenmeler politik olarak mevcut ve geri döndürülemez olsa da,
gelecek yanlışlıkla Procrustean BİT Yatak Stratejisi olarak tanımlanmaktadır.
Küresel olarak, BİT Politikasının, belki de ulusal olarak önceliklendirilmiş
değerler ve çıkarlar nedeniyle, devam eden müzakereler ve bir ulusal devletin
küresel ağlar içinde konumlandırılması amacıyla bir 'deneysel strateji' (kesin
değil) olduğu anlaşılmaktadır. Böylece, BİT ekosistemlerinin dinamik ve
başarısız doğası 'kırık bir vaat' olmasına yol açar.