Balıkesir İlahiyat Dergisi, sa.12, ss.223-238, 2020 (Hakemli Dergi)
İsrâilî rivayetler tefsir usulü ilminin vazgeçilemeyen başvuru
kaynakları arasındadır. Bu rivayetler başta sahabeler olmak üzere ilk dönemden günümüze
kadar pek çok müfessir tarafından delil olarak ele alındıkları
gözlemlenmektedir. Ancak bu rivayetlerin güvenirlikleri ve tefsir için delil
oluşu sorgulanmış ve ciddi eleştirilere de maruz kalmıştır. Abduh (1849-1905) ve
Reşîd Rızâ (1865-1935) bu rivayetlerin Kur’an’ı anlamada kaynak olamayacağını
savunmuşlardır. Hatta kendilerinden sonraki dönemde İsrâilî rivayetlere yönelik
olumsuz bakış açısına vesile olmuş ve bu rivayetlerde Kâ‘b b. Ahbâr (ö.
32/652-53 [?]) ve Vehb b. Münebbih (ö. 114/732) gibi öne çıkan râviler hususunda
ilmî üsluptan uzak bir takım saldırılarda da bulunmuşlardır.
Bu makale, İsrâilî rivayetlerin terimleşme süreci, güvenirliliğini
ve delil oluşunu kısaca ifade ettikten sonra, Abduh ve Reşîd Rızâ tarafından bu
rivayetlerin nasıl ele alındıklarını, eleştirilerini ve sonraki döneme yönelik
olumsuz/yıkıcı bir perspektif bıraktıklarına dair değerlendirmeleri ele
alacaktır. Bunun yanında, Şiî müfessir Tabâtabâî’nin (1904-1981) isrâiliyat
görüşü ve Menâr ekolüne yönelik eleştirileri mukayeseli bir yaklaşımla değerlendirilecektir.
Makale, isrâilî rivayetlerin tefsir ilminin ayrılmaz bir parçası
olduğu gerçeğini dile getirmekle birlikte, ayıklanması gerektiğini, bu rivayetlere
toptan reddiyeci bakış açısı ile yaklaşımın da doğru olmadığını ifade etmeyi
amaçlamıştır. Ayrıca 1400 yıllık ilmî geleneği ve rivayetleri sonraki nesle
aktaran sahabeden önemli râvileri yıpratmanın da çağdaş dönemde sorunlu bir
yaklaşıma dönüştüğünü ortaya koymuştur.
Israili narrations are among the
indispensable reference sources of the science of tafsir method. It is observed
that these narrations have been taken as evidence by many commentators,
especially the Companions, from the first period to the present day. However,
the reliability of these narrations and their evidence for tafsir has been
questioned and subjected to serious criticism. Abduh (1849-1905) and Rashid
Rıza (1865-1935) argued that these narrations could not be a source for
understanding the Qur’an. Moreover, they caused a negative view of the Israili
narrations in the period after them and also made a number of unscientific
attacks on prominent narrators such as Ka'b b. Ahbar (d. 32 / 652-53 [?]) and
Vehb b. Münebbih (d.114 / 732) in these narrations. After briefly stating the
process of becoming a term, reliability and evidence of the Israili narrations,
this article will discuss how these narrations were handled by Abduh and Reşid
Rıza, their criticisms and the evaluations that they left a negative /
destructive perspective to the next period. In addition, the view of
Israiliyyat and the criticisms of the Menâr School of Tabâtabâî (1904-1981),
the Shiite commentator, will be evaluated with a comparative approach.
While the article expresses the fact that
Isrâilî narrations are an inseparable part of the science of tafsir and the
approach to these narrations with a totally rejecting perspective is not
correct, it also aims to state that they should be sorted out. In addition, it
reveals that wearing out the important narrators from the Companions, who
transferred the 1400-year-old scientific tradition and narrations to the next
generation, has turned into a problematic approach in the modern period.