Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Ulusal Çay Kongresi , Rize, Türkiye, 21 - 23 Mayıs 2024, ss.140-141
Obezite son yıllarda dünya çapında endişe verici
oranlarda arttı. Obezite; kardiyovasküler hastalıklar, tip 2 diyabet,
hipertansiyon, dislipidemi gibi birçok hastalıklarla ilişkilidir. Obezite ile
ilgili yapılan birçok çalışma yeşil çay ile ilgili yapılmıştır. Antioksidan
özelliği ve içerik açısından diğer çay çeşitlerinden daha zengin olan, daha az
işlem görerek üretilen beyaz çayın obezite üzerine etkisi ile ilgili herhangi
bir klinik araştırmaya literatürde rastlanmamıştır. Bu çalışmada, obez
bireylerde beyaz çay tüketiminin etkisi antropometrik ve biyokimyasal olarak
incelendi.
Antropometrik ve biyokimyasal ölçümler sonucu obez
hastalar; Metformin (METF), Orlistat (ORL),
Beyaz çay (BÇ) ve Kontrol (KONT) grubu olmak üzere 4 gruba ayrıldı.
Glukoz toleransı bozulmuş olan obezlere; diyet, egzersiz ve metformin verildi.
Glukoz toleransı normal olup diğer kriterlere uyanlara; diyet, egzersiz ve
orlistat tedavisi verildi. Medikal tedaviyi kabul etmeyenlere ise; diyet,
egzersiz ve beyaz çay verildi. İlaç veya beyaz çayı kabul etmeyen obezlere
sadece diyet ve egzersiz programı verildi. Çalışma 12 hafta boyunca sürdü.
12.hafta sonunda tekrar antropometrik ve biyokimyasal ölçümler yapıldı.
Tüm gruplarda; kontroll grubuna göre vücut ağırlığı,
bel çevresi ve vücut kitle indeksi parametrelerinde anlamlı düşüş görülmüştür
(p<0,05). En yüksek düşüş beyaz çay grubunda görülmüştür. Beyaz çay
grubunda; serum HDL-K düzeyinde anlamlı artış, serum kolesterol, LDL-K ve trigliserit
düzeylerinde anlamlı düşüş görülmüştür (p<0,05). Beyaz çay grubunda; serum
adinopektin, leptin, ghrelin ve asprosin düzeylerinde anlamlı düşüş görülürken
(p<0,05), diğer gruplarda anlamlı fark görülmemiştir (p>0,05).
Sonuçlarımız, BÇ tüketiminin vücut ağırlığının
azaltılmasında ve dolayısıyla obezitenin önlenmesinde önemli bir role sahip
olduğunu göstermiştir. Ancak BÇ ve BÇ'nin obeziteye etkisi üzerine çok az
çalışma bulunmaktadır. Bu nedenle BÇ'nin obezite üzerine etkisine ilişkin
çalışmaların eksikliği bu alanın daha fazla araştırılmasını gerektirmektedir.