EKEV AKADEMİ DERGİSİ, sa.84, ss.143-160, 2020 (Hakemli Dergi)
Türk kamu yönetimi yapısı ve bu yapı içinde merkezi yönetim-yerel yönetim ilişkileri
Osmanlı döneminden günümüze dek sürekli tartışma konusu olmuştur ve “İl Özel İdaresi” de kurulduğu tarihten bu yana bu tartışma alanının içinde yer almıştır. Ülkenin
içinde bulunduğu koşullar ve o dönemki toplumsal yapının da etkisiyle İl Özel İdaresinin
merkezi yönetim ile olan ilişkisi değişkenlik göstermiştir. Ülkenin birlik ve bütünlüğünün
korunması için merkezi yönetimin güçlü olmasının gerekli olduğu yıllarda bu kurumun
gereksiz olduğu düşünülürken, Avrupa’da başlayan yerel özerklik akımının bir sonucu
olan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın kabul edildiği yakın tarihimizde ise bu
kurumun yetkilerinin arttırılması gerektiği fikri kabul görmüştür. Türkiye, çekince koyduğu maddeleri olsa da bu Şart’ı genel olarak kabul etmiştir. Bu çalışmada da Avrupa
Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nda belirtilen merkez-yerel ilişkileri ile ilgili genel ilkeler
çerçevesinde “İl Özel İdaresi” ele alınmıştır.
The structure of the Turkish public administration and the central government-local
government relations within this structure have always been the subject of controversy
since the Ottoman era and the “Provincial Special Administration” has been in this
discussion area since its establishment. With the conditions of the country and the
influence of the social structure of that period, the relationship of the provincial special
administration with the central administration varied. While it was thought that this
institution was unnecessary in the years when it was necessary to have a strong central
government to protect the unity and integrity of the country, it was accepted that the
powers of this institution should be increased in our recent history when the European
Charter of Local Self-Government was adopted as a result of the local autonomy trend.
Turkey has generally accepted this charter, even though it has made reservations. In
this study, the “special provincial administration” was handled within the framework
of the general principles regarding the central-local relations specified in the European
Charter of Local Self-Government