DUKTUS ARTERİOZUS TROMBOZU OLAN ASEMPTOMATİK YENİDOĞAN OLGU


Creative Commons License

Sülü A., Köşger P., Kıztanır H., Uçar B.

19. Ulusal Pediatrik Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Sanal Kongresi, Antalya, Türkiye, 23 - 25 Ekim 2020, ss.119-120

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.119-120
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

DUKTUS ARTERİOZUS TROMBOZU OLAN ASEMPTOMATİK YENİDOĞAN OLGU
Ayşe Sülü, Pelin Köşger, Hikmet Kızıltanır, Tuğçem Akın, Birsen Uçar
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı, Eskişehir
GİRİŞ-AMAÇ: Duktus arteriyozus trombüsü nadir görülmekte olup, asemptomatik olabileceği gibi
hayatı tehdit edebilecek masif pulmoner/ sistemik emboli veya büyük trombüslerde çevre dokulara
bası bulguları ile başvurabilir. Burada, sendromik yüz görünümü olması nedeni ile yapılan
ekokardiyografide duktus arteriyozus trombüsü saptanan asemptomatik yenidoğan olgumuzu sunduk.
OLGU: Yirmi dört günlük erkek hasta, kilo alamama ve sendromik yüz görünümü olması nedeni ile
kardiyak anomali taraması için yönlendirildi. Öyküsünden 33 yaşındaki sağlıklı annenin 4. gebeliğinden
4. çocuk olarak miadında 2850 gr doğduğu, doğum sonrası 1 hafta yenidoğan yoğun bakım ünitesinde
neonatal sepsis nedeni ile izlendiği öğrenildi. Taburculuk sonrası dönemde kilo alamama dışında
yakınması olmayan hastanın özgeçmiş ve soygeçmişinde özellik yoktu. Fizik muayenesinde vücut
ağırlığı: 2950 gr (3 p), boy: 52 cm (25-50 p), vital bulguları normaldi. Üçgen yüz görünümü, belirgin
burun kökü, yüksek damak ve mikrognati mevcuttu. Sternum sol kenarında 10/6 sistolik ejeksiyon
üfürümü mevcuttu. Diğer sistem muayeneleri doğaldı. Ekokardiyografide duktus arteriyozus içerisinde
ve pulmoner arter bifurkasyon bölgesine uzanım gösteren 11x5 mm boyutlarında hareketsiz ve buna
tutunmuş 3 mm ince, hareketli hiperekojen görünüm mevcuttu. Duktal düzeyde şant saptanmadı
(Resim 1). Ön planda duktal trombus olarak değerlendirildi, ancak hastanede yatış öyküsü olması
nedeni ile enfektif endokardit ekarte edilemediğinden kültürleri alınarak ampirik antibiyoterapi
(vankomisin+ gentamisin) ve enoksaparin başlandı. Akut faz reaktanları negatif saptandı. Trombüse
yatkınlık yönünden yapılan tetkiklerinde patoloji saptanmadı. Pulmoner tromboemboli yönünden
pulmoner bilgisayarlı tomografik anjiografi çekildi. Pulmoner emboli ile uyumlu bulgu saptanmadı.
Kültür sonuçlarında üreme saptanmadı. On ikinci günde yapılan ekokardiyografide sol pulmoner arter
içerisine doğru uzanım gösteren hareketli 3mm’lik kısım kayboldu. Ancak duktus ve pulmoner arter
içerisine doğru uzanım gösteren daha kalın kısımda değişiklik olmadı. İzlemi süresince genel durumu
iyi olan, ek yakınması olmayan, kilo alımı olan hasta enoksaparin tedavisi ile taburcu edildi ve yakın
takibe alındı.
SONUÇ: Duktus arteriozus trombüsü nadir görülmekle birlikte, fetal hayattan ileri yaşlara kadar
bildirilen olgular mevcuttur. Duktus arteriozus anevrizması ile birlikteliği sıktır. Hastamızda belirgin
anevrizmatik görünüm izlenmemekle birlikte küçük bir anevrizma altta yatan patoloji olabilir. Bildirilen
olguların az sayıda olması nedeni ile standart tedavi protokolü yoktur. Sıklığının bildirilenden daha fazla
olduğu düşünülmektedir. Farkındalığın artması ile tanı oranlarının artabileceğini böylelikle takip ve
tedavi protokollerinin belirlenebileceğini düşünmekteyiz.
Anahtar Kelimeler: Duktus arteriyozus, Duktus arrteriyozus trombüsü, Yenidoğan