6th Politics and International Relations Congress, Karadeniz Technical University , Trabzon, Turkey, 18 - 21 October 2023, pp.67-68
Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine (United Nations Framework Convention on Climate Change) taraf
devletler, Fransa’nın başkenti Paris’te 2015 yılında düzenlenen Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği Konferansı sonucunda Paris Anlaşması’nı
imzalamışlardır. Devletler bu anlaşma aracılığıyla karbon seviyesinin küresel
düzeyde azaltılması ve iklim değişikliğiyle mücadelede küresel işbirliğinin
geliştirilmesi yönünde iradelerini ortaya koymuşlardır.
Paris
Anlaşması’na taraf ülkelerden biri de Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’dir.
Fakat ABD’deki başkanlık yarışına katıldığı ilk günlerden itibaren Donald Trump
küresel ısınmayı Çin tarafından ABD’nin endüstriyel rekabet gücünü zayıflatmak
adına uydurulmuş bir senaryo olarak nitelendirmiş ve başkanlık kampanyası
sırasında başkan seçilmesi durumunda ülkeyi Paris Anlaşması’ndan çekeceğini
sıklıkla belirtmiştir. Ocak 2017’de görevi Barack Obama’dan devralan Başkan
Donald Trump, 1 Haziran 2017 itibariyle ABD’nin Paris Anlaşması’ndan
çekildiğini duyurmuştur. Yapılan bu açıklamanın ardından gerek küresel düzeyde
ve gerekse ABD içerisinde, Soğuk Savaş sonrası dönemde ülkenin küresel
siyasetteki rolü itibariyle iklim değişikliğiyle mücadelede de dünyaya
öncülük/liderlik etmesi gerektiği görüşleri ön plana çıkarılmak suretiyle
Başkan Trump’ın kararına karşılık bazı tepkiler ortaya konmuştur.
Bu
çalışma, ABD’nin konuya dair içsel tepkilerini, Donald Trump’ın çekilme
kararına federal bir devlet yapılanmasına sahip olan ABD’de eyalet
başkanlarının tepkileri nasıl olmuştur sorusu aracılığıyla ortaya çıkarmaya çalışmaktadır.
Çalışmada, Başkan Trump’ın anlaşmadan çekilme açıklamasını takiben eyalet
başkanları tarafından yapılan yazılı açıklamalar ve tepkiyi kurumsal düzeye
çekmek adına kurmuş oldukları ABD İklim Birliği/Müttefikliği aracılığıyla
yapılan açıklamaların söylemsel analizi yapılmaktadır.
Bulgular,
eyalet başkanlarının bu karara eylem ve söylem bazında olmak kaydıyla iki çeşit
reaksiyon gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Eylem bazında, sözleşmeden
çekilme açıklamasının yapıldığı gün itibariyle 17 eyaleti içeren bir Amerika
Birleşik Devletleri İklim Birliği/Müttefikliği kurumsal olarak hayata
geçirilmiş ve küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadelenin bu kurumsal
yapı çatısı altında sürdürüleceği vurgulanmıştır. Söylem bazında ise bu kararla
ABD’nin “küresel liderliğinin ve prestijinin zarar gördüğü”, ülkenin Nikaragua
ve Suriye gibi bu anlaşmaya taraf olmayan ülkelerle aynı kategoriye
indirgendiği, “bilimsel yaklaşımlardan uzak” bir biçimde hareket edildiği temaları
hızla gündeme getirilerek, ABD Başkanı ve yönetiminin bu karardan vazgeçmesi
gerektiği belirtilmiştir. Fakat alınan karardan vazgeçilmese dahi eyaletlerin
kendi planları doğrultusunda iklim değişikliğiyle mücadeleye devam edeceği sıklıkla
vurgulanmıştır. Konuya dair ilginç olan noktalardan biri ise Cumhuriyetçi
Partili bir ABD başkanının almış olduğu bu karara ilk tepki gösteren 17 eyalet
başkanı arasında 4 Cumhuriyetçi Partili eyalet başkanının yer alması olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Amerika Birleşik Devletleri, Paris
Anlaşması, İklim Değişikliği, Küresel Isınma, Eyalet Politikaları