CONCOVİD Online International Conference, İstanbul, Türkiye, 12 - 14 Haziran 2020, ss.51-52
Covid-19 hastalığı
Çin’de ilk görüldüğü Aralık 2019’dan bu yana neredeyse bütün ülkelere yayılmış
ve Dünya’yı kasıp kavuran bir pandemi haline dönüşmüştür. Bu süreçte pek çok
ülkede olduğu gibi Türkiye’de de salgının önüne geçebilmek amacıyla bir dizi
önlemler alınmıştır. Bunlar; bazı işyerlerinin kapatılması, ulusal ve uluslararası
seyahatlerin durdurulması, organizasyonların iptal edilmesi ya da ertelenmesi,
okulların kapatılması ve en önemlisi sokağa çıkma yasağı uygulaması gibi sert
nitelikli önlemlerdir. Söz konusu önlemler piyasa ağırlıklı Türkiye ekonomisini
oldukça yavaşlatmıştır. Ülke nüfusunun çoğunun yaşadığı ve her bakımdan ekonominin
omurgasını oluşturan 30 büyükşehirde bu önlemlerin daha sert uygulanmış olması,
ekonomik aktiviteleri adeta durma noktasına getirmiştir. Bu halin mevcudiyetinin
haftaları aşıp aylara varması ise pek çok kişi ve firma için ekonomik çöküntü
riskinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu noktada, serbest piyasa
ekonomisinin tek başına böyle bir soruna çözüm üretemeyeceğini savunan, Keynesyen
yaklaşımın salık verdiği maliye politikaları devreye sokulmuştur. Süreç
içerisinde hayata geçirilen politika uygulamalarıyla devlet Covid-19
pandemisinin ekonomi üzerindeki yıkıcı etkilerini azaltmaya çalışmıştır. Söz
konusu politika uygulamaları öngörülmeyen bir biçimde kamu harcamalarını
artırmış ve kamu gelirlerini azaltmıştır. Dolayısıyla hala devam eden bu durum
kısa dönemli bir şok etkisi meydana getirmiştir. Ancak kamu maliyesi açısından
esas problem kanımızca orta vadede ortaya çıkacaktır. Zira özellikle sağlık
harcamalarındaki yüksekliğin bir süre daha devam etmesi ve ekonomik hayatın
normale dönmesinin zaman alacağının öngörülmesi nedeniyle vergi gelirlerindeki
azlığın sürmesi beklenmektedir. 2020 yılı Mart ve Nisan ayı merkezi yönetim
bütçe gerçekleşmelerinde görülen yüksek açıklar bu durumu teyit eder
niteliktedir. Bütçe dengesinde yaşanacak negatif yönlü seyri, kamu
borçlanmasında ve borç stokundaki artışlar izleyebilecektir. Bu bağlamda, 2019
yılı merkezi yönetim bütçe açığının öngörülenden fazla gerçekleşmesiyle başlayan
kamu maliyesindeki kısmi bozulmanın, 2020 yılında şiddetli olmakla birlikte,
takip eden birkaç yıl boyunca azalarak sürmesi beklenmektedir. Bu çalışmada
Covid-19 pandemisinin Türk kamu maliyesi ve ekonomisine olası olumsuz etkileri
ve bu etkilerin sonuçlarını hafifletmek için ne gibi kamusal politikalar
üretilebileceği, mevcut ve gerçekleşmesi muhtemel veriler ekseninde
tartışılmıştır.
Covid-19 disease has
spread to almost all countries since its first appearance in China and has
turned into a pandemic that swept the world. In this process, a number of
measures have been taken in Turkey as in many countries in order to prevent the
epidemic. These are; strict measures such as closing some workplaces, stopping
national and international travel, canceling or postponing organizations,
closing schools, and most importantly curfew. Those measures considerably decelerated
market-based Turkish economy.
The
fact that these measures have been implemented more harshly in 30 metropolitan
cities, where the majority of the country's population lives and which constitute the backbone of the
economy, has brought economic activities to a halt. The existence of this state
exceeded weeks and months, resulting in the risk of economic collapse for many
people and companies. At this point, fiscal policies recommended by the
Keynesian approach, which argue that the free market economy cannot produce a
solution to such a problem alone, have been introduced. With the policy
implementations implemented in the process, the state tried to reduce the
devastating effects of the Covid-19 pandemic on the economy. These policy
practices unexpectedly increased public spending and reduced public revenues. Therefore,
this still ongoing situation has produced a short-term shock effect. However,
in our opinion, the main problem in terms of public finance will arise in the
medium term. The decrease in tax revenues is expected to continue, especially
since it is thought
that
the increase in health expenditures will continue for a while and economic life
will take time to return to normal. The high deficits seen in the central
government budget realizations in March and April 2020 confirm this situation. The
negative course in the budget balance will be followed by the increases in
public borrowing and debt stock. In this context, the partial deterioration in
public finances, which started with the 2019 central government budget deficit
exceeding the projected, is expected to continue with a decline for the next
few years although it is severe in 2020. In this study, the possible negative
effects of Covid-19 pandemic on Turkish public finance and economy and what
public policies can be produced to alleviate the consequences of these effects
are discussed in the context of current and probable data.