Bu çalışmanın amacı, Leo Strauss’un politik olanın doğasına ilişkin düşüncelerini incelemektir. Strauss, politik olanın doğasını, filozof ve filozof olmayan arasındaki bir ayrımdan hareketle kavrar. Politik olanın bu şekilde kavranışı, politik olanın aynı zamanda felsefe ve moralite ile ilişkisini de yansıtır. Strauss, politik olanın eşitsizlikçi doğasını, politik felsefenin en temel sorusu olan ‘en iyi rejim’ sorusu için en uygun olanak olarak görür. Modern politik felsefeyi bu eşitsizlikçi zeminden hareketle inceleyen Strauss’a göre Machiavelli ve Hobbes’un düşünceleri politik olanın doğasını doğru anlamaktan uzaktır. Onlar, politik olanın doğasına karşı bireysel insan doğasını ve onun eşitlikçi temelini önceler. Bu eşitlikçilik ise, Strauss’a göre politik olanı güce, iktidar arzusuna ve bitimsiz çatışmaya indirgeme tehlikesi taşımaktadır.
The aim of this study is to examine Leo Strauss's thoughts on the nature of the political. Strauss conceives the nature of the political through a distinction between philosopher and non-philosopher. This understanding of the political also reflects its relationship with philosophy and morality. Strauss sees the inegalitarian nature of the political as the most appropriate possibility for the 'best regime' that is the fundamental question of political philosophy. According to Strauss, who examines modern political philosophy from this inegalitarian basis, the thoughts of Machiavelli and Hobbes are far from correctly understanding the nature of the political. They prioritize an individual human nature and its egalitarian basis over the nature of the political. For Strauss, this kind of egalitarianism carries the danger of reducing the political to power, desire for power and endless conflict.