17th International Idea Conference, Elazığ, Türkiye, 7 - 09 Mayıs 2025, (Özet Bildiri)
Ölüm bir insanın
karakterinden bağımsız olan evrensel bir kederdir. Kimi zaman metanetle
karşılanabilse de çoğunlukla geride kalanlarda derin acılar bırakır. Bu acılar
zamanla sevdiğini kaybeden insanlarda travmalara neden olabilir. Yahut,
çocukluk veya genç yetişkinlik döneminde edinilen ama bastırılan bir takım
travmaların ortaya çıkmasında katalizör görevi görebilmektedir. Bu nedenle
ölüm, gotik edebiyatın sıkça işlediği temalardan biridir.
Gotik edebiyat,
her ne kadar ana akım bir edebiyat türü olarak görülmese de, kimlik kazandığı
1764 yılından günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Aslında bu edebiyat türü
antik çağlardan beri mimari, müzik, şiir ve edebiyat alanlarında ortaya konan
eserlerde kendini gösterir. Okuyucuda korku ve dehşet duygularını tetiklemeyi
birincil amaç olarak seçtiği için, kasvetli şatolar, gizem, hayaletler ve
şeytanlardan fobiler ve şizofreni gibi mental hastalıklara kadar geniş bir
yelpazede unsuru içinde barındırır.
Michael Wehunt
tarafından 2015 yılında yayınlanan kısa hikaye “A Discreet Music”, eşinin ölümü
sebebiyle matem dönemindeki bir adamın hikayesini konu alır. Ölümle beraber
kendisinde diğer insanların göremediği değişikleri fark eden, eski arzularına
yeniden iştah duyan bu adam, deneyimlediği kimlik karmaşası nedeniyle adeta
boğulmaktadır. Eşinin ölümünden sonra gördüğü sanrılar, içinde barındırdığı
şeytanların kilidinin kırılmasının bir dışavurumu olmuştur.
Çalışmamızda, “A
Discreet Music” adlı eserin başkahramanı Hiram’ın hikayesi Edmund Burke’ün yüce
ve dehşet kavramları çerçevesinde gotik açılardan incelenecek olup, karakter
çözümlemesi Sigmund Freud’un The Uncanny ve Id kavramlarıyla açıklanacaktır.
Yöntem olarak ayrıca Descartes’in kötü cini ve Nietzsche’nin zayıf insan ahlakı
teorilerinden yararlanılacaktır.
Although Gothic literature has not
typically been regarded as part of the literary mainstream, it has endured
continuously from its formal emergence in 1764 to the present day. Indeed, this
tradition can be traced in various cultural and artistic forms—encompassing
architecture, music, poetry, and literature—dating back to antiquity. Because
the genre aims to evoke fear and horror, Gothic works incorporate many motifs,
including ominous castles, hidden mysteries, ghosts, demons, phobias, and
psychological disorders such as schizophrenia. Besides, death is a universal
source of grief that transcends individual character traits. While it can
sometimes be met with stoicism, it often leaves deep agony in the mourners.
Over time, the agony can become traumatic for the bereaved or can precipitate
the resurfacing of long-repressed traumas that began in childhood or
adolescence. For this reason, death is a recurring theme in Gothic literature.
Michael Wehunt’s short story, A
Discreet Music (2015), foregrounds a widower grappling with profound
mourning in the aftermath of his wife’s death. As he becomes increasingly aware
of personal changes invisible to others, he experiences a renewed appetite for
his former desires, coupled with a destabilizing confusion over his sense of
self. The hallucinations that follow his wife’s passing serve as manifestations
of the suppressed “demons” he harbours within.
In this study, the narrative of
Hiram, the protagonist of A Discreet Music, is examined from a Gothic
perspective through Edmund Burke’s conceptual frameworks of the sublime and
terror. Additionally, the analysis of Hiram’s character is drawn upon Sigmund
Freud’s notions of the Uncanny and the Id. At the same time, Descartes’ evil
demon hypothesis and Nietzsche’s theory of weak morality serve as supplementary
methodological frameworks.