I. Uluslararası Aile Kongresi ve Uluslararası Jürili Karma Sergi, Kütahya, Türkiye, 1 - 03 Aralık 2021
Bu
çalışmada ergenlerin medyadan
öğrendikleri problem çözme becerileri ile depresyon ve saldırganlık
arasındaki ilişki araştırma amacıyla Pearson korelasyon analizleri yapılmıştır. Araştırmanın katılımcıları
(erkek = 30; kız = 20) lise öğrencisinden oluşmaktadır. Çalışmaya katılan her bir
kişinin bu çalışma için tasarlanmış kısa bir Demografik Anket, Saldırganlık
Anketi, Beck Depresyon Envanteri-2 ve Sosyal Problem Çözme Envanterini
doldurması sağlanmıştır. Çalışma, saldırganlık ve depresyon arasında pozitif
bir ilişki olduğu ve saldırganlık ile problem çözme becerileri arasında negatif
bir ilişki olduğu hipotezlerini test etmiştir. İlk
hipotez, Beck Depresif Envanteri-2 ve Saldırganlık Anketi puanlarıyla
kanıtlandığı gibi, daha depresif semptomları onaylayan bireylerin daha saldırgan
davranışları da destekleyeceğini öngörmüştür. Bu çalışmanın sonuçları bu
hipotezi desteklemektedir. İkinci hipotez, daha düşük problem çözme becerileri
bildiren bireylerin, sosyal Problem Çözme Envanteri ve Saldırganlık Anketindeki
puanlarla kanıtlandığı gibi, daha saldırgan davranışları da destekleyeceğini
öngörmüştür. Bu çalışmanın sonuçları bu hipotezi de desteklemiştir. Bu
çalışmanın sonuçları, ergenlerin problem çözme becerilerinin eksikliğinin saldırgan
semptomları ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Çoklu regresyon modeli ile
yapılan açıklayıcı analizleri, cinsiyet, iki bağımsız değişken (depresyon ve ergenlerin medyadan öğrendikleri problem
çözme becerileri) ve saldırganlık ile etkileşimleri incelemiştir. Sonuçlar,
cinsiyetin depresyon ve saldırganlık üzerinde bir etkisi olduğunu göstermiştir.
Bu bulgular, saldırgan semptomların kızlarda depresyonu güvenilir bir şekilde
tahmin edebileceğini öne sürdüğü için özellikle heyecan vericidir.
Saldırganlığa ilişkin bulgular, önceki çalışmaların erkeklerin doğrudan
saldırganlık gösterme olasılığının daha yüksek olduğunu ve kızların dolaylı
saldırganlık gösterme olasılığının daha yüksek olduğunu bulması gerçeği göz önüne
alındığında özellikle ilginçtir. Bununla birlikte, saldırganlık ölçüsünün
toplam puanının birden fazla saldırganlık türüne dayandığı göz önüne
alındığında, en azından bu çalışmada kızların hem doğrudan hem de dolaylı
saldırganlığı onaylama olasılıklarının daha yüksek olduğu sonucuna varılabilir.
Her iki grup da üç ölçümden herhangi biri için maksimum toplam puana
ulaşmazken, kız alt örneği depresyon, problem çözme becerileri ve saldırganlık
için daha yüksek puanlar ifade etti ve her üç ölçüm için de erkek alt örneğine
göre daha geniş bir puan aralığına sahipti. Kızların depresif belirtileri ve saldırgan
davranışları erkeklerden daha fazla kabul etmeleri de mümkündür, çünkü kızların
duygularını ifade etmeleri erkeklerin duygusal savunmasızlık göstermesinden
daha sosyal olarak kabul edilebilir. Benzer şekilde, saldırganlığın erkekler
için kızlardan farklı bir işlev görmesi olasıdır ve bu bilinmeyen işlev, ne
problem çözme ne de depresyon ölçümleriyle doğru bir şekilde yakalanmamıştır. Eşit
bir kız ve erkek örneklemiyle gelecekteki çalışmalar, bu konuyu daha fazla
araştırmak için faydalı olacaktır.
Anahtar
Kelimeler: Ergen, Problem Çözme Becerileri, Aile İçi İletişim, Depresyon,
Saldırganlık