TURK DILI VE EDEBIYATI DERGISI-JOURNAL OF TURKISH LANGUAGE AND LITERATURE, vol.62, no.2, pp.621-638, 2022 (ESCI)
Vesîletü’n-Necât
was written by Süleyman Çelebi (d. 1422) in Bursa in 1409. It is the second
mawlid written in Turkish literature. The work influenced almost all the mawlids
written after it. It was translated into different languages. It turned into a
ritual to which large masses of people gathered to listen and the work was
called "Mevlid" or "Mevlud". Thus, a tradition of Mevlit
was formed and this tradition spread throughout the Ottoman geography. About
100 years after Vesîletü'n-Necât There is another mawlid called Mevlidü’r-Resûl
written by Lâmiî who is another Bursa poet. Lâmiî Çelebi is one of the most
prolific authors of Turkish literature with his numerous copyrighted and
translated works in verse and prose. He spent most of his life in Bursa, where
the Mevlit tradition is very lively.
This
article’s subject is comparing these two mawlid works written by two important
poets in the same city, about a century apart. How much was Lamiî Çelebi's Mevlidü'r-Resûl
influenced by Vesîletü'n-Necât, which was written about 100 years before
it and left its mark on the type of mawlid? How original is Mevlidü'r-Resûl?
This article will seek answers to these questions. Considering the fictional
structure of Mevlidü’r-Resûl, it will be mentioned in which aspects it
is similar and different from Vesîletü'n-Necât. Thus, the literary value
of Mevlidü'r-Resûl and its relationship with Vesîletü'n-Necât
will be tried to be revealed.
Vesîletü’n-Necât, Süleyman
Çelebi (ö. 1422) tarafından 1409 yılında Bursa’da telif edilmiştir. Türk edebiyatında
yazılan ikinci mevlittir fakat kendisinden sonra yazılmış hemen hemen bütün
mevlitleri etkilemiştir. Farklı dillere çevrilmiş ve geniş halk kitlelerinin Vesîletü’n-Necât’ı
dinlemek için toplandıkları ve adına “Mevlid” veya “Mevlüd” dedikleri bir
ritüele dönüşmüştür. Böylece bir mevlit geleneği oluşmuş ve bu gelenek bütün
bir Osmanlı coğrafyasına yayılmıştır. Vesîletü’n-Necât’tan yaklaşık 100
yıl sonra, bir başka Bursalı şair olan Lâmiî Çelebi tarafından (ö. 1532)
yazılmış Mevlidü’r-Resûl adlı bir mevlit daha vardır. Lâmiî Çelebi,
manzum ve mensur olarak verdiği çok sayıdaki telif ve tercüme eserleriyle Türk
edebiyatının en üretken müelliflerindendir ve ömrünün büyük kısmını mevlit
geleneğinin çok canlı olduğu Bursa’da geçirmiştir.
Aynı
şehirde yaklaşık bir asır arayla iki önemli şair tarafından yazılmış bu iki
mevlit eserinin mukayesesi, bu makalenin konusunu oluşturmaktadır. Lâmiî
Çelebi’nin Mevlidü’r-Resûl’ü, kendisinden yaklaşık 100 yıl önce yazılmış
ve mevlit türüne damgasını vurmuş olan Vesîletü’n-Necât’tan ne kadar
etkilenmiştir ve Mevlidü’r-Resûl ne derece özgün bir eserdir? Bu
makalede, bu sorulara cevap aranacak; Mevlidü’r-Resûl’ün kurgusal yapısı
da dikkate alınarak Vesîletü’n-Necât ile hangi açılardan benzer, hangi
açılardan farklı olduğuna değinilecektir. Böylece Mevlidü’r-Resûl’ün
edebî değeri ve Vesîletü’n-Necât ile olan ilgisi ortaya konmaya
çalışılacaktır.