Vergi Raporu, sa.241, ss.46-61, 2019 (Hakemli Dergi)
Uluslararası (zararlı) vergi rekabeti konusunun merkezinde yer alan ve vergi cenneti diye tabir edilen ülkelerin vergisel teşvikleri nedeniyle, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler ciddi vergi geliri kayıpları ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Uluslarüstü organizasyonlar (AB, OECD gibi) bu zararlı vergi rekabetinin önlenmesi için çeşitli çalışmalarda bulunmaktadırlar. Ancak bu organizasyonların uygulamaları ya sadece tavsiye seviyesinde kalmakta ya da sadece bu organizasyonlara üye ülkeleri bağlayıcı nitelik taşımaktadır. Söz konusu vergi rekabeti en çok kurumlar vergisi alanında gerçekleşmektedir. Türkiye’nin sahip olduğu kurumlar vergisi oranı ve uluslararası sıralamalarda bulunduğu yer itibarıyla bu rekabetin içerisinde olmadığı ve bir vergi cenneti niteliği taşımadığı söylenebilir. Bunun yanında, Türkiye AB’ye üye olmak için aday ülke konumundadır ve eğer üye olur ise, birliğin vergi uygulamaları konusunda çıkardığı direktiflere uymak zorunda kalacaktır. Bunun gibi durumlarda uluslararası anlaşmalar ve AB müktesebatı Türkiye’nin vergi mevzuunu etkileyecektir.
Developed and developing countries
have been facing serious tax revenue losses
because of tax incentives of tax havens which
are at the centre of international harmful tax
competition. Supranational organisations (such
as EU and OECD) work on various studies to
prevent this harmful tax competition. However,
the practices of these organisations either
remain as recommendation level or are binding
on the member countries. The said harmful
tax competition mostly arises in the area of
corporate tax. The corporate tax rate and the
international ranking of Turkey show that it is
not a tax haven and not in this competition. At
the same time, Turkey is a candidate to join
EU, and if it becomes a member, it will have to
comply with the EU’s Directives on taxation. In
such cases, international agreements and the EU
acquis will affect Turkey’s taxation matters