Akademik Veri Yönetim Sistemi
XLI. Türk Mikrobiyoloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 13-17 Kasım, Cilt 1, Antalya, Türkiye, 13 - 17 Kasım 2024, cilt.1, sa.88, ss.895-896, (Özet Bildiri)
Giriş ve Amaç: İdrar yolu enfeksiyonu (İYE) ciddi ve yaygın bir sağlık sorunudur. Artan antimikrobiyal direnç nedeniyle yerel direnç profillerinin izlenmesi önemlidir. Bu çalışma, üç yıl boyunca hastanemizde idrar kültürlerinde üreyen mikroorganizmaların dağılımını ve direnç profillerini incelemeyi ayrıca bu profillerin zaman içindeki değişimini analiz etmeyi amaçlamıştır. Gereç ve Yöntem: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Eylül 2020-Eylül 2023 arasındaki idrar kültürleri retrospektif olarak incelendi. Mikroorganizma tanımlaması ve antimikrobiyal duyarlılık testleri standart ve otomatize yöntemlerle yapıldı. Sonuçlar EUCAST ve CLSI kılavuzlarına göre yorumlandı ve Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti (TMC) ADTS Kısıtlı Bildirim 2022 gruplarına göre sınıflandırıldı. İstatistiksel analizler için Pearson Ki-kare testi ve Cramer's V etki büyüklüğü hesaplaması kullanıldı. Bulgular ve Sonuç: 22912 hasta örneğinden 6441'inde (%28,1) anlamlı üreme saptandı. En sık izole edilen mikroorganizmalar: Escherichia coli (%34,5), Candida spp. (%22,8), Enterococcus spp. (%11,1), Klebsiella spp. (%10,6) ve Streptococcus spp. (%5,2) idi.TMC kısıtlı bildirim gruplarına göre duyarlılık analizi: Grup-A %89,74, Grup-C %5,5, Grup-B %4,24 ve Diğer %0,52 olarak belirlendi. Grup-A antibiyotiklere duyarlılık oranları yıllara göre 1. yıl %90,7, 2. yıl %89,55 ve 3. yıl %89,02 olarak saptandı.Ki-kare testi sonuçları, yıllar ve TMC kısıtlı bildirim grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğunu gösterdi (χ² = 35,15; p < 0.001). Ancak Cramer's V etki büyüklüğü (0,062) bu ilişkinin zayıf olduğunu ortaya koydu.Çalışmamız hastanemizde idrar kültürlerinde en sık izole edilen etkenin E. coli olduğunu göstermiştir. Bu bulgu dünya genelindeki epidemiyolojik verilerle uyumludur ve İYE etiyolojisinde E. coli'nin dominant rolünü teyit etmektedir.İzolatların çoğunun Grup-A antibiyotiklere duyarlı olması (%89,74) ilk basamak antibiyotiklerin hala etkili olabileceğini göstermektedir. Grup-A antibiyotiklere duyarlılık oranlarında yıllar içinde gözlemlenen küçük değişimler (%90,7'den %89,02'ye) istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (χ² = 2,36; p = 0.31). Bu sonuçlar en duyarlı izolatları temsil eden A grubundaki mikroorganizmaların oranının genel olarak stabil kaldığını göstermektedir. Bununla birlikte antimikrobiyal direnç dinamik bir süreç olduğundan direnç paternlerinin sürekli izlenmesi önemini korumaktadır.İzolatların %9,74'ünün B veya C grubu antibiyotiklere ihtiyaç duyması direnç gelişiminin önemli bir göstergesidir. Bu durum bireysel tedavi planlamasının önemini vurgulamaktadır.Bu çalışma hastanemizde İYE etkenlerinin dağılımını ve direnç profillerini ortaya koymuştur. TMC kısıtlı bildirim gruplarının kullanımı direnç profillerinin sistematik izlenmesine olanak sağlamıştır.