Değişen Basit Usule Tabi Olma Şartları: Trabzon İline Yönelik Uygulama Örnekleri


Acuner S.

Rize Trade, Economy Congress, Rize, Türkiye, 22 - 23 Ekim 2025, cilt.1, sa.1, ss.1-2, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Rize
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.1-2
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’na göre ticari kazançların vergilendirilmesinde matrah; gerçek usul, basit usul gibi yöntemlerle belirlenmektedir. Gerçek usulde mükellefler defter tutma, belge düzenleme ve beyanname verme gibi şekli yükümlülükleri yerine getirirken, basit usulde bu yükümlülükler büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. 2021 yılında yürürlüğe giren düzenlemeyle basit usule tabi mükelleflerin ticari kazançları gelir vergisinden istisna edilmiştir. Ancak 9 Eylül 2025 tarih ve 10380 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile yeni bir düzenlemeye gidilmiş; büyükşehir belediyesi sınırları içinde kalan ve nüfusu otuz bini aşan ilçelerde, belirli sektörlerde faaliyet gösteren basit usule tabi mükelleflerin gerçek usule geçişlerine karar verilmiştir. Düzenlemenin, büyükşehir statüsündeki Trabzon ili ve ilçelerinde faaliyet gösteren küçük esnaf açısından doğrudan etkileri olacaktır. Bu çalışma, değişikliğinin hukuki niteliğini ve uygulamaya etkilerini Trabzon ili özelinde değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmanın temel gayesi, basit usulden gerçek usule geçen mükelleflerin karşılaşacakları şekli ve maddi yükümlülükleri açıklığa kavuşturmak ve söz konusu dönüşümün mali hukuk bakımından etkilerini ortaya koymaktır. Yöntem olarak, çalışmada normatif analiz yaklaşımı benimsenmiştir. Vergi hukukunun doğası gereği, düzenlemenin pozitif hukuk çerçevesinde sistematik ve lafzi yorumla değerlendirilmesi tercih edilmiştir. Normatif yöntemin seçilme nedeni, pozitif normlar üzerinden vergi mükellefiyetinin şekillenme sürecini anlamaya ve yeni idari yükümlülüklerin hukuki temellerini analiz etmeye imkân sağlamasıdır. Ayrıca, yerel uygulama örneklerinden sınırlı ölçüde yararlanılmış ve doktrinel görüşlerle desteklenmiştir. Sonuç olarak, basit usulden çıkarılarak gerçek usule geçirilen mükelleflerin hem şekli yükümlülüklerinde hem de maddi yükümlülüklerinde ciddi artışlar yaşanacağı öngörülmektedir. Bu dönüşüm, vergiye uyum açısından hem mükellefleri hem de idareyi yeni zorluklarla karşı karşıya bırakacaktır. Özellikle küçük esnafın muhasebe disiplini, belge düzeni ve vergi bilinci açısından desteklenmemesi halinde kayıt dışılığın artması riski söz konusudur. Bu çalışma, yerel bağlamda sınırlı görünen bir düzenlemenin, vergi sistematiği içinde nasıl daha geniş yapısal etkiler yaratabileceğini ortaya koymaktadır. Ayrıca çalışmanın bulguları, mevzuat değişikliklerinin yerel ekonomik aktörler üzerindeki etkilerini göz önüne alarak hukuk politikası, idari kapasite ve vergi adaleti bağlamında kapsamlı bir değerlendirme imkânı sunmaktadır. Bu yönüyle çalışma, mali hukuk disiplini açısından normatif çerçevede özgün bir katkı sağlamayı ve yasa koyucu ile uygulayıcı idareye yol gösterici olmayı hedeflemektedir.

According to the Income Tax Law No. 193, the taxation base for commercial earnings is determined through methods such as the actual method and the simplified method. While taxpayers under the actual method are subject to formal obligations including bookkeeping, document issuance, and tax return submission, these obligations are largely eliminated under the simplified method. With the amendment that entered into force in 2021, commercial earnings of taxpayers under the simplified method were fully exempted from income tax. However, with Presidential Decree No. 10380 dated 9 September 2025, a significant regulatory change was introduced, stipulating that taxpayers operating in certain sectors within metropolitan municipalities and in districts with populations exceeding thirty thousand would transition from the simplified method to the actual method. This regulation is expected to have direct implications for small-scale tradespeople operating in Trabzon, which holds metropolitan status. This study aims to evaluate the legal nature and practical implications of the regulation, specifically in the context of Trabzon. The main objective is to clarify the formal and material obligations that taxpayers will face as a result of the transition and to assess the systemic legal implications of this transformation within the framework of fiscal law. Methodologically, the study adopts a normative legal analysis. In accordance with the nature of tax law, the regulation is examined through systematic and literal interpretation within the boundaries of positive law. The normative method is preferred as it allows for an understanding of how tax obligations are structured through positive norms and facilitates an analysis of the legal foundations of newly introduced administrative obligations. The study also draws upon limited local implementation examples and doctrinal opinions. Ultimately, the transition is expected to significantly increase both formal and material obligations. This transformation may present challenges for both taxpayers and the administration in terms of tax compliance. Without sufficient institutional support, the risk of informal economic activity may rise. The study concludes that this locally scoped reform may generate broader structural effects on the integrity of the tax system, and it provides a comprehensive assessment in light of legal policy, administrative capacity, and tax justice.