Eskiyeni, cilt.0, sa.43, ss.11-26, 2021 (Hakemli Dergi)
Hz. Peygamber
insanları İslâm’a davet etmeye başladıktan sonra pek çok saldırıya maruz
kalmıştır. Bu saldırılardan sadece Hz. Peygamber değil onun yakınında olan
insanlar da oldukça fazla etkilenmişlerdir. Mekke döneminde Hz. Peygamber ve
yakınlarının maruz kaldıkları saldırılar genellikle hakaret ve fiziksel saldırı
şeklinde meydana gelmiştir. Medine döneminde ise Rasûlullah’a ve İslâm’a düşman
olan bazı gruplar, Müslümanlara fiziksel bir saldırıda bulunmaya cesaret
edemedikleri için saldırılarını aleyhte propaganda ve iftiralar üzerinden devam
ettirmişlerdir. Başlarını münafıkların çektikleri İslâm’a düşman olan bu
grupların Rasûlullah’a ve İslâm’a yönelik pek çok saldırıları bulunmakla
birlikte doğrudan Hz. Peygamber’in ailesini hedef alan iki hadise diğerlerinden
oldukça farklıdır. Bunların ilki İfk Olayı olarak bilinen Hz. Âişe bint Ebû
Bekir’e atılan iftiradır. Bazı Müslümanların da bu iftiraya âlet olmaları
sebebiyle olay bir hayli büyümüş ve bunun bir sonucu olarak da kaynaklarda
oldukça ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Münafıkların Hz. Peygamber’in
mahremine ikinci saldırıları Hz. Mâriye bint Şem‘ûn üzerinden gerçekleşmiştir.
Hz. Mâriye bint Şem‘ûn’a atılan zina iftirası muhtemelen daha dar bir çerçevede
gerçekleştiği için kaynaklarda yeteri kadar irdelenmemiştir.
Sünnî kaynaklarda bu
iftirayı başlatan ve yayanların kimler oldukları hususunda herhangi bir bilgi
verilmemektedir. Şiî kaynaklar ise bu konuda iki gruba ayrılmaktadır. İlk grup
olayı Sünnî kaynaklardaki anlatıma benzer bir şekilde aktarırken diğer grup Hz.
Mâriye bint Şem‘ûn’a atılan iftirayı başlatan kişinin Hz. Âişe bint Ebû Bekir
olduğunu iddia eden rivayetler sunmuşlardır. Dolayısıyla Hz. Mâriye bint
Şem‘ûn’a iftira olayında aydınlatılması gereken ilk noktanın, meydana geliş
şekli olduğu ifade edilebilir. Yine bu olayın Sünnî ve Şiî kaynaklarda niçin
farklı rivayetler üzerinden incelendiği de cevap bulunması gereken konulardan
biridir. Dolayısıyla çalışmada bu iki temel sorun ele alınarak Hz. Mâriye bint
Şem‘ûn’a atılan iftira olayını aktaran rivayetlerin sahih bir yolla mı günümüze
ulaştığına cevap bulunmaya çalışılacaktır.
Tespit edilebildiği
kadarıyla konu hakkında müstakil bir çalışma veya detaylı bir anlatım
bulunmadığı için bu çalışma konuyu geniş bir şekilde ele alma noktasında ilk
olacaktır. Oldukça kısıtlı bilgi üzerinden böyle önemli bir konunun ilk kez ele
alınacak olması çalışmanın başlıca dezavantajı olarak zikredilebilir.
Zikrettiğimiz bu
zorluklara rağmen çalışmada öncelikle Sünnî kaynaklar tarafından olayın nasıl
ele alındığı aktarılmaya çalışıldı. Daha sonra rivayetlerin günümüze ulaşmasına
vesile olan bazı Sünnî kaynaklar ortaya konularak bu kaynaklar içerisinden Müslim’in
Câmi‘u’s-sahîh isimli eserinde aktarılan rivayet üzerinden bir isnad
incelemesi yapıldı. Yapılan bu isnad incelemesi neticesinde rivayetin sika
raviler aracılığıyla günümüze ulaştığı sonucuna varıldı.
Çalışmanın ikinci
kısmında ise Hz. Mâriye bint Şem‘ûn’a atılan iftiranın Şiî kaynaklarda nasıl
ele alındığı incelenerek bazı Şiî kaynaklarında olayın niçin Sünnî kaynaklardan
farklı olarak aktarıldığının sebepleri izah edildi. Ayrıca olayın bu şekilde
gerçekleşmesinin mümkün olmadığı ortaya konularak bu rivayetlerin Şiî
ideolojiyi desteklemek için uydurulmuş olduğu sonucuna varıldı.
Anahtar Kelimeler: İslâm tarihi, Hz. Peygamber, Hz. Mâriye bint Şem‘ûn, İftira, Sünnî, Şiî.
After the Prophet Muḥammad started to invite people to Islam, he was
subjected to many attacks. Not only the Prophet Muḥammad but the people who
were close to him were also quite affected by those attacks. The attacks that
the Prophet Muḥammad and his relatives were subjected to during the Mecca
period generally occurred in the form of insults and physical attacks. During
the Medina period, some groups that were enemies of the Prophet Muḥammad and
Islam did not dare to attack Muslims physically and continued their attacks
through adverse propaganda and slander. Although these groups, which were
hostile to Islam and led by the hypocrites, had many attacks against the
Prophet Muḥammad and Islam, the two incidents that directly targeted the
Prophet Muḥammad’s family are quite different from the others. The first of
these is the slander against ʿĀʾisha bt. Abī Bakr, known as the Incident of
Ifk. Since some Muslims were also abuses of this slander, the incident grew
considerably and as a result of this, it was examined in detail in the sources.
The second attacks of the hypocrites on the Prophet Muḥammad’s privacy were
carried out through Māriya bt. Shamʿūn. Since the adultery slander against
Māriya bt. Shamʿūn is probably carried out in a narrower framework, it has not
been studied sufficiently in the sources. No information is given in Sunnī
sources about who initiated and spread this slander. Shīʿī sources are divided
into two groups on this issue. While the first group recounted the event in a
way similar to the narration in Sunnī sources, the other group presented
narratives claiming that it was ʿĀʾisha bt. Abī Bakr who initiated the slander
against Māriya bt. Shamʿūn. Therefore, it can be stated that the first point to
be illuminated in the case of slander against Māriya bt. Shamʿūn is the way it
occurred. It is also one of the issues that need to be answered why this event
is examined through different narrations in Sunnī and Shīʿī sources. Therefore,
in this study, it will be tried to find an answer to whether the narratives
that convey the slander against Māriya bt. Shamʿūn have reached the present day
accurately by considering these two basic problems.
As far as it can be determined, since there is no independent study or
detailed explanation on the subject, this study will be the first to deal with
the subject comprehensively. The main disadvantage of the study is that such an
important issue will be dealt with for the first time with very limited
information.
Despite these difficulties mentioned above, the study first tried to
explain how the incident was handled in Sunnī sources. Later, some Sunnī
sources that have been instrumental in reaching the narratives to the present
day were revealed, and an isnād study was made based on the narration in a
Muslim’s work named al-Jāmiʿ al-ṣaḥīḥ. As a result of this isnād study, it was
concluded that the narration reached the present day through thiḳa narrators.
In the second part of the study, how the slander against Māriya bt. Shamʿūn
is handled in Shīʿī sources was examined, and the reasons why the event was
reported differently from Sunnī sources in some Shīʿī sources were explained.
It was also revealed that it was impossible for the incident to take place in
that way, and it was concluded that these narratives were fabricated to support
the Shīʿī ideology.
Keywords: History of Islam, the Prophet Muḥammad, Māriya bt. Shamʿūn, Slander,
Sunnī, Shīʿī.