7. Uluslararası Öğretim Teknolojileri ve Öğretmen Eğitimi Sempozyumu (ITTES), Antalya, Türkiye, 30 Ekim - 01 Kasım 2019, (Özet Bildiri)
Öyküler, sinema, TV ve bilgisayara kadar her ortamda aktarılmaya müsait farklı duyu organlarına hitap edebilen bir forma sahiptirler. Günümüzde teknolojinin gelişimi ve modernleşme süreciyle hayat kaçınılmaz bir şekilde dönüşüme uğramak zorunda kalmıştır. Öykü anlatımının temel bir öğretim etkinliği olması ve içinde bulunduğumuz çağın gereksinimleri dolayısıyla, hikâye anlatıcıları da bayrağı, pasif televizyon ekranları yerine daha çok etkileşim imkânı sunan, insanları üretmeye teşvik eden dijital ortam ve teknolojilere devretme gereği duymuştur. Bu doğrultuda dijital bir ortamda, ses, resim, grafik, görüntü, müzik ve metne dayalı bir anlatım dâhilinde karakterlere, durumlara, deneyim ve kavramlara derin boyut ve akılda kalıcılık katan dijital öyküler gündeme gelmiştir. Dijital öyküler, öğretmenler için etkili bir öğretim, öğrenciler için etkili bir öğrenme aracıdır. Öğrenme ortamlarında öğrenmeyi destekleyen, karar verme süreçlerini geliştiren, formal ve informal öğrenme süreçlerini bir araya getiren ve öğrencilerin öğrenme sürecine etkin katılımını sağlayan değerli bir öğretim aracı olarak kullanımı desteklenmektedir. Eğitim ortamları düşünüldüğünde dijital hikâyeler öğretmen eğitiminde, yaratıcı yazma ve düşünme becerilerinde, sosyal ve kültürel çalışmalarda, dil öğretiminde fazlasıyla kullanım olanağına sahiptir. Okul öncesi gruplarından üniversite öğrencilerine kadar kapsamlı bir yelpazede öğrenme ortamlarında kullanılma potansiyelleri bulunmaktadır. Bu çalışmada ise okul öncesi çocuklarda teknoloji bağımlılığı konusunda farkındalık oluşturma amaçlı kullanılmıştır. Teknoloji ve internet bu kadar hayatımızın içine girmiş, günümüz çocuklarının teknolojik aletlerle geçirdikleri süre 1 saatle sınırlı iken, çocuklar en az bir teknolojik aletle 2-4 saatten daha fazla zaman geçirmektedirler. İnternet içerikleri, bir yandan çocukların bilgiye erişimlerini, problem çözme, yaratıcılık, analitik düşünme gibi kişisel gelişimlerini desteklerken; diğer yandan aşırı, kontrolsüz, amacı dışında ve bilinçsiz kullanımla kişisel becerilerin gelişmesini negatif etkilemektedirler. Ancak okul öncesi çocuklarda teknoloji bağımlılığıyla ilgili çalışmalarda çoğunlukla ne zaman, hangi sıklıkta, ne kadar kullanımının uygun olduğuna yönelik araştırmalar yapılmıştır. Bu nedenle bu çalışmada okul öncesi çocuklarında teknoloji ve internet bağımlılığı konusunda farkındalık oluşturmak amaçlı dijital öykü geliştirilmiştir. Geliştirilen öyküde, ağustos böceği ve karınca hikayesinden yola çıkılarak, okul öncesi çocukları teknoloji bağımlılığının nasıl oluştuğu ve teknoloji bağımlısı olmamak için neler yapılması gerektiği konusunda bilgilendirilmektedir. Öykü oluşturulurken kullanılan dilin günlük konuşma dilinde sade ve açık, görsellerin sade, bir sahnede sadece bir öğrenme hedefine odaklanılmasına, seslendirmenin sadece bir kişi tarafından yapılmasına, önemli noktalara görsellerle vurgu yapılmasına özen gösterilmiştir. Geliştirilen öykü 10 kişiden oluşan pedagoji, öğretim teknolojileri, dil ve okul öncesi uzman grubuna ve 30 okul öncesi öğrencisine sunularak öyküyle ilgili görüşleri alınmıştır. Veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşmelerden yararlanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, uzmanlar geliştirilen dijital öykünün okul öncesi çocuklarda teknoloji bağımlılığı konusunda farkındalık oluşturabileceğini, kullanılan dilin uygun olduğunu, öyküde kullanılan bazı kelimelerde değişiklik yapılması gerektiğini belirtmişlerdir. Öyküde, kullanılması gereken karakterler, tasarım konusunda yönlendirmelerde bulunmuşlardır. Okul öncesi çocukları ise öyküyü izledikten sonra, bilgisayar başında fazla zaman geçirmenin zararlı, internette fazla zaman geçirmemek için neler yapılması gerektiği, teknoloji bağımlılığı konusunda aile desteğinin önemli olduğunun farkına varmışlardır. Teknolojileri uzun süre kullanmak yerine doğada gezinmenin, kodlama, tasarım gibi etkinliklerle ilgilenmenin faydalı olduğunu öğrenmişlerdir. Bu doğrultuda geliştirilen öykünün okul öncesi çocukları teknoloji bağımlılığı konusunda bilinçlendirme amaçlı kullanıma uygun olduğu belirtilebilir. Bilinen hikayelerin dijital öykülere dönüştürülerek okul öncesi çocuklarının etkili bir şekilde bilinçlendirilebilecekleri ifade edilebilir. Okul öncesi çocuklar, teknoloji bağımlısı olmamak için neler yapmaları gerektiği konusunda bilgilendirilebilir.