28. Türk Diş Hekimleri Birliği Uluslararası Diş Hekimliği Kongresi, Diyarbakır, Türkiye, 18 - 21 Eylül 2025, ss.298, (Özet Bildiri)
amaç: Bu olguda, anterior bölgede daha önce kompozit lamina ile restore edilmiş dişlerde meydana gelen estetik ve fonksiyonel kayıpların seramik lamina venerlerle rehabilitasyonu sunulmuştur. Minimal invaziv yaklaşımla, dijital planlama ve estetik beklentilerin karşılanmasına odaklanılmıştır.
olgu sunumu: Yirmi dokuz yaşında sistemik hastalığı olmayan erkek hasta, üst ön bölgede daha önce yapılmış olan 12–22 arası kompozit laminaların renklenmesi ve kırılması şikayetiyle kliniğimize başvurmuştur. Klinik ve radyolojik muayenede 11 ve 21 numaralı dişlerin serviko-insizal üçte birlik bölgesinde kırık hattı ve renk değişimi, ayrıca 11-12 dişler arası interproksimal alanda materyal kaybı ve renklenme tespit edilmiştir. Renklenmenin yaygınlığı ve kaybedilen diş dokusunun miktarının fazla olması nedeniyle yeniden kompozit lamina uygulaması yerine E.max lamina vener uygun bulunmuştur. Estetik beklentisi yüksek olan hastada, gülüş hattı uyumsuzluğu da dikkate alınarak 13–23 (kanin-kanin arası) bölgeye lamina uygulaması planlanmıştır. Simetrik bir gülüş elde edebilmek amacıyla 22 ve 23 numaralı dişlere gingivektomi uygulanarak diş eti seviyelemesi yapılmıştır. Mine dokusunun korunması amacıyla minimal aşındırma ile preparasyon yapılmış, kırık hatları bizote edilmiştir. Ardından ağıziçi tarayıcı ile dijital ölçü alınarak restorasyonlar hazırlanmıştır. Kırık riskini azaltmak amacıyla insizal bölgede materyal kalınlığı artırılmıştır. Hastanın bir yıllık takibinde herhangi bir komplikasyona rastlanmamıştır.
sonuç: Anterior estetik bölgedeki başarısız kompozit laminaların seramik lamina venerlerle değiştirilmesi, hem estetik hem de fonksiyonel olarak tatmin edici sonuçlar sağlamıştır. Minimal invaziv yaklaşım, dijital ölçü alma ve insizal destekli tasarım, restorasyonun başarısına katkı sağlamıştır.
amaç: This case presents the rehabilitation of aesthetic and functional losses in anterior teeth previously restored with composite laminates, using ceramic laminate veneers. A minimally invasive approach, supported by digital planning, was adopted to meet the patient's high aesthetic expectations.
olgu sunumu: A 29-year-old male patient with no systemic disease presented with discoloration and fractures of previously placed composite laminates on the maxillary anterior teeth (12–22). Clinical and radiographic examination revealed a fracture line and discoloration in the cervico-incisal third of teeth 11 and 21, as well as interproximal material loss and staining between teeth 11 and 12. Due to the extent of discoloration and the significant loss of tooth structure, reapplication of composite laminates was deemed unsuitable, and ceramic E.max laminate veneers were indicated. Considering the patient's high aesthetic expectations and smile line disharmony, laminate veneers were planned from canine to canine (13–23). To achieve a symmetrical smile, gingivectomy was performed on teeth 22 and 23 for gingival level correction. A minimally invasive preparation was carried out to preserve enamel, and the fracture lines were beveled. Digital impressions were obtained using an intraoral scanner. To reduce the risk of future fractures, the thickness of the veneers was increased in the incisal region. No complications were observed during the one-year follow-up period.
sonuç: Replacing failed composite veneers in the anterior esthetic zone with ceramic laminates yielded satisfactory aesthetic and functional outcomes. A conservative preparation approach, combined with digital impression-taking and incisal reinforcement, contributed to the long-term success of the restorations.