TURİZMİN YARATTIĞI NEGATİF DIŞSALLIKLARA ALTERNATİF BİR ÇÖZÜM OLARAK KONAKLAMA VERGİSİ: TÜRKİYE VE İTALYA ÜZERİNDEN BİR KARŞILAŞTIRMA


Creative Commons License

Çakmakoğlu D., Tekdemir N.

10. ULUSLARARASI STRATEJİK ARASTIRMALAR KONGRESİ / ISRC 2023, Manisa, Türkiye, 23 - 24 Kasım 2023, ss.5-7

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Manisa
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.5-7
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Turizmin, artan üretim ve daha yüksek bir istihdam gibi yarattığı ekonomik faydaların yanında kalabalık, yoğunluk ve çevresel bozulma gibi olumsuz dışsallıkları da bulunmaktadır. Bu durum özellikle yerel yönetimlerin çevre, temizlik, ulaşım, vb. altyapı yatırımları ile turizm faaliyetlerinin geliştirilmesi, bölgenin tanıtımı gibi faaliyetler için ek kaynaklara olan ihtiyacı da artırmaktadır. Bu doğrultuda dışsal etkilerin içselleştirilmesinde finansman kaynağı olarak çeşitli ülkelerin birtakım turizm hizmetlerinden vergi aldığı görülmektedir. Bu noktada Konaklama Vergisi’ de “Pigoucu Vergi” olarak nitelendirilebilecek çevre dostu bir vergidir. Türkiye’de ilk olarak 1 Nisan 2020’ de yürürlüğe girmesi beklenen ancak Covid-19 pandemisi nedeniyle önce 2021 yılına ve akabinde 2022 yılına ertelenen konaklama vergisi, 7338 sayılı Kanun ile 1.1. 2023 yılında yürürlüğe girmiştir. Öte yandan dünya örneklerine bakıldığında, konaklama vergisinin uygulamasında en kapsamlı sisteme sahip ülkelerin başında İtalya’ nın geldiği görülmektedir. İtalya’da verginin tutarı otel, oda fiyatı ve konaklanan gece sayısı göz önünde bulundurularak hesaplanan maktu tutardır. Bu tutarın belirlenmesinde bahsedilen kriterler dışında; hangi ulaşım türünün tercih edildiği, içinde bulunulan mevsim, konaklama durumu gibi hususlar da dikkate alınmaktadır. Ancak, İtalya’ dan farklı olarak Türkiye’de yürürlüğe giren konaklama vergisi gerek hizmet verenlerin gerek bu hizmetten faydalanacak olanların niteliklerini dikkate almadığı gibi şehirler arasındaki farklılıkları da göz ardı etmiştir. Ayrıca İtalya’da yapılan konaklama vergisi uygulamasının gerek şehirler açısından gerek konaklamanın niteliğine göre farklılık göstermesi gibi hususlara bakıldığında ve en önemlisi vergi gelirini elde edenin belediye olması göz önünde bulundurulduğunda amacına uygun bir uygulama olduğunu söylemek mümkündür. Kısaca İtalyan ve Türk konaklama vergisi yapısal anlamda birçok farklılık içermektedir. İki ülkenin vergi sistemini incelediğimizde İtalyan konaklama vergisinin daha karmaşık bir yapıda ve daha sağlam temellere oturtulduğunu görmekteyiz. Bu çerçevede, bu çalışmada İtalya ve Türkiye’deki Konaklama Vergisi uygulamaları karşılaştırmalı olarak değerlendirilerek çeşitli politika önerilerine yer verilecektir.