Kusura İlişkin Hükümleri Uyarınca Türk Borçlar Kanununun Özellikleri


TOPUZ M., KARA B.

Terazi Hukuk Dergisi, sa.218, ss.87-95, 2024 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: Sayı: 218
  • Basım Tarihi: 2024
  • Dergi Adı: Terazi Hukuk Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.87-95
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Liberal akımın hukuk alanına yansıyan irade özgürlüğüne en yüksek değeri verme yolundaki etkisi, sorumluluğun unsurlarından biri olan kusurun önemini arttırmış ve kusursuz sorumluluk hallerinin yaygınlaşması karşısında eski önemini koruyamasa da sorumluluğun kusura dayanması günümüzde de bir ilke olarak yürürlükte kalabilmiştir. Türk Borçlar Kanunu (TBK) sorumluluğun hukuka aykırılık, zarar, uygun illiyet bağı şeklindeki diğer unsurlarında olduğu gibi kusurun da tanımını içermemektedir. Açıkça kasta sonuç bağlanan istisnai durumlar (TBK m.49/2 gibi) bir kenara bırakılacak olursa kanun genelinde 818 sayılı Borçlar Kanununun özensiz terminolojisinden farklı olarak ağır ve hafif kusur ikiliğinin hakim olduğu görülmektedir. Öğretide kusur konusunda yerleşmiş olan kast ve ihmal ikiliği yerine bu şekilde bir ayrımın tercih edilmesi; ceza kanununun aksine kusuru ortadan kaldıran hallerin bir listesinin olmayışı TBK’nın başlıca özellikleridir.
The effect of the liberal trend in the field of law to give the highest value to the freedom of will has increased the importance of fault as one of the elements of liability, and although it cannot maintain its former importance in the face of the proliferation of cases of strict liability, the principle of liability based on fault has remained in force as a principle today. The Turkish Code of Obligations (TBK) does not contain a definition of fault, as is the case with other elements of liability such as unlawfulness, damage and appropriate causal link. Leaving aside the exceptional cases (such as art.49/2 of the TBK) where legal consequences are explicitly attributed to intent, it is observed that, unlike the careless terminology of the Code of Obligations No.818, the dichotomy of gross and slight fault prevails throughout the code. The preference for such a distinction instead of the dichotomy of intent and negligence, which is established in the doctrine on fault, and the absence of a list of circumstances that eliminate fault, unlike the penal code, are the main features of the TBK.