ll. International Architectural Sciences and Applications Symposium “IArcSAS-2022” / II. Uluslararası Mimarlık Bilimleri ve Uygulamaları Sempozyumu (IArcSAS-2022), Baku, Azerbaycan, 9 - 11 Eylül 2022, ss.295-311
1898 – 1899 yılları arasında, Compagnie Internationale des
Wagons-Lits et des Grand Express Européens (Uluslararası Yataklı Vagonlar ve
Büyük Avrupa Ekspres İşletmesi) isimli Fransız şirketi tarafından Büyükada İsa
(Hristo) Tepesi’nde otel olarak inşa edilen yapı, 1902 yılında Yedikule’deki Balıklı
Rum Yetimhanesi’ne taşınarak yetimhane binası olarak
hizmet vermeye başlamıştır. Büyükada’nın ilk adı olan ‘Prens Adası’ ndan
esinlenerek ‘Prinkipo Palas’ adı verilen otelin mimarı Fransız kökenli Alexandre Vallaury’dir. 1902 yılından 1960 yılına kadar yetimhane işlevini sürdüren yapı,
yaklaşık olarak 58 yıldır boş (işlevsiz) durmaktadır. Yetimhane işlevinin aktif
olduğu dönemde Rum
yetimlerine barınak olarak kullanılan bina, dünyanın
en büyük ahşap binası olmasının yanı sıra "Kırmızı Palas" adıyla da anılmaktadır.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Kuleli Askeri Lisesi’ne de hizmet vermiştir.
Yapıldığı dönemin kültürel ve mimari kimliğine dair bilgiler barındıran yapı,
bugün bile bir kaynak niteliği görmektedir. Bu sebeple yapının başta strüktür
sistemi olmak üzere malzeme, yapım teknikleri, tarihsel yapım süreçleri
konularının belgelenmesi ve gelecek kuşaklara korunarak aktarılması için
gerekli tüm çalışmaların yapılması gerekmektedir.
1994 yılında yapının rölöve çalışmalarını yapan Yıldız Teknik Üniversitesi
öğretim üyelerinden Dr. Berrin Alper
Arkitekt dergisinin 6/94 sayısında yer alan bir görüşünde, Büyükada’nın Kırmızı
Saray’ı olarak ta anılabilecek bu yapının benzer malzeme ile yeniden inşasının
imkansızlığını ortaya koyarak en kısa zamanda malzeme ve strüktürü korunarak
özgün işleviyle Büyükada’ya kazandırılması gerektiğini vurgulamaktadır.
İstanbullu kimsesiz Rum çocuklarına yuva
olmuş yetimhanenin 1898 yılı ilk yapımından (otel işlevli) günümüze kadar
işlevinde ve mimari mekanında meydana gelen dönüşümleri, farklı dönemlerde restorasyon
öncesi ve sonrası çalışmalarla ele alınarak yapının günümüz durumuna bir
eleştiri sunulmuştur. İşlevsiz olarak yok olmaya terk edilen bu yapıyı
yaşatmanın etkin bir yolu olarak yeniden işlevlendirilmesi önerisi çalışma
kapsamında ortaya konulmuştur. Çalışmada, yapıya ait ulusal ve uluslararası
literatürün taranması, yapıya ait eski ve yeni haberler, söyleşileri gezi
yazıları ve notların incelenmesine ek olarak yapının yerinde gözlemlenmesi
sonucu analizleri içeren nitel veri analizi yöntemi kullanılmıştır. Elde edilen
veriler sonucunda bölgeye ve yapıya ait yeniden işlevlendirme önerisi de
çalışma çıktısı olarak sunulmuştur. Bu analiz süreci ve sonuç çıktısı,
yetimhanenin dönüşüm sürecinin tarihsel olarak sınıflandırılması konusunda
katkı sunacak, yapının güncel durumuna getirilen eleştiri ve işlev önerisini
ortaya koyacak ve konuya dair yapılacak sonraki çalışmalar için altlık
oluşturacaktır.
Anahtar Kelimeler:
Büyükada
Rum Yetimhanesi, Prinkipo Palas, mimari dönüşüm, yeniden işlevlendirme
Built between 1898 and 1899 by the
French company Compagnie Internationale des Wagons-Lits et des Grand Express
Européens (International Sleeping Wagons and the Great European Express
Enterprise) as a hotel on Büyükada İsa (Hristo) Hill, the building was moved to
the Balıklı Greek Orphanage in Yedikule in 1902 and started to serve as an
orphanage building. The architect of the hotel, named 'Prinkipo Palas', inspired
by the 'Prince Island', which is the first name of Büyükada, is Alexandre
Vallaury of French origin. The building, which served as an orphanage from 1902
to 1960, has been standing empty (dysfunctional) for approximately 58 years. The
building, which was used as a shelter for Greek orphans when the orphanage
function was active, is also known as the "Red Palace" as well as
being the largest wooden building in the world. It also served at Kuleli
Military High School during the First World War. The building, which contains
information about the cultural and architectural identity of the period in
which it was built, still sees the quality of a resource today. For this
reason, it is necessary to carry out all the necessary studies to document the
material, construction techniques, historical construction processes of the
building, especially the structural system, and to transfer it to future
generations by preserving it. In 1994, Yıldız Technical University faculty
member Dr. Berrin Alper, in an opinion published in the 6/94 issue of Arkitekt
magazine, emphasizes that this building, which can also be referred to as
Büyükada's Red Palace, is impossible to be reconstructed with similar materials
and that it should be brought back to Büyükada with its original function as
soon as possible by preserving its material and structure.
The transformation of the
orphanage, which was a home for orphaned Greek children in Istanbul, from its
first construction in 1898 (with hotel function) to the present day, in its
function and architectural space, has been discussed with pre-restoration and
post-restoration studies in different periods, and a critique of the present
state of the building has been presented. The proposal to re-function as an
effective way of keeping this building, which was left to disappear without a
function, was put forward within the scope of the study. In the study,
qualitative data analysis method was used, which includes analysis of the
building as a result of on-site observation in addition to scanning the
national and international literature, old and new news, interviews, travel
writings and notes about the building. As a result of the data obtained, the
re-functioning proposal of the region and the building was presented as a study
output. This analysis process and the outcome will contribute to the historical
classification of the orphanage's transformation process, reveal the criticism
and function proposal brought to the current state of the building, and form a
basis for further studies on the subject.
Keywords: Büyükada Greek
Orphanage, Prinkipo Palace, architectural transformation, refunctioning