Türkiye Barolar Birliği Dergisi, sa.174, ss.223-261, 2024 (Hakemli Dergi)
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A
maddesinin 11’inci fıkrasına göre, “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf,
son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen
haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez”. Anayasa Mahkemesi, 14.03.2024 tarihinde, düzenlemenin “bu taraf davada kısmen
veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur” ve “ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez” cümlelerinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. Ancak İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3’üncü maddesinin 12’nci
fıkrasında aynı düzenleme yer aldığından işçi-işveren uyuşmazlıklarında arabuluculuk ilk toplantısına geçerli mazeret göstermeksizin
katılmayan taraf hakkında söz konusu yaptırım uygulanmaya devam
etmektedir. Kanun’da öngörülen yaptırımın uygulanabilmesi için,
taraflardan birinin ilk toplantıya geçerli bir mazeret göstermeksizin
katılmaması ve bu sebeple arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi gerekir. İlk toplantıya katılmama hâlinde uygulanacak yaptırım ile tarafların arabuluculuk sürecine katılmasının sağlanması amaçlanmaktadır. Bu nedenle, düzenlemenin meşru bir amaca hizmet ettiği ifade
edilmektedir. Bununla birlikte, gönüllülük esasının geçerli olduğu
arabuluculuk yönteminde, tarafları sürece katılmaya zorlamanın hak
arama özgürlüğüne aykırı olup olmadığı doktrinde tartışma konusu
yapılmaktadır.