1.Uluslararası Hemşirelikte Yenilikçi Yaklaşımlar Kongresi, Erzurum, Turkey, 20 - 22 June 2019, pp.299-301
Bu derlemede, Do Not Resuscitate (DNR) talimatının hemşirelik
uygulamaları çerçevesinde incelenmesi amaçlanmıştır. Pubmed,
Cochrane, Scopus ve Google Akademik veri tabanlarında “do not
resuscitate order, do not attempt resuscitation, dnr, dnar, dnr
and nursing, natural death” anahtar kelimeleri kullanılarak
Türkçe/ İngilizce tarama yapılmıştır. Kardiyopulmoner
resüsitasyon, 1960'larda, arrest geçiren anestezi hastalarında
dolaşım ve solunumu yeniden başlatmak için uygulamaya
koyulmuştur. Daha sonra tüm hastalara uygulanmaya
başlanmış ancak terminal dönem hastalarının ölümünü yararsız
şekilde uzatması endişelerine yol açmıştır. Bunu önlemek
amacıyla, 1970'lerde Amerika Birleşik Devletleri'nde ilk DNR
talimatı geliştirilmiş ve 2003 yılında Amerikan Hemşireler Birliği
tarafından kabul görmüştür. Çeşitli hasta grupları ile farklı
ülkelerde yapılan çalışmalarda altta yatan hastalığın
ciddiyetiyle bağlantılı olarak hemşirelerin DNR talimatının
(hasta ve ailesinin kabul etmesi şartı ile) uygulanmasını istediği
belirlenmiştir. Ayrıca DNR talimatıyla ilgili hemşirelerin fikir
birliği ve ortak bir kavram algısı olmadığı, karışıklığın hala
devam ettiği saptanmıştır. Yapılan çalışmalarda hemşirelerin
%24.2 ile %66.9’unun DNR talimatının ne olduğu hakkında
doğru bilgiye sahip olduğu tespit edilmiştir. DNR, sadece
resüsitasyonu kısıtlayan, diğer terapötik müdahalelerde hiçbir
sınırlama içermeyen bir talimattır. Bazı çalışmalar hekimlerin
DNR kararlarını hemşireleri veya hastaları dâhil etmeden
verdiklerini ortaya koyarken, bazı çalışmalar hemşirelerin,
hastalarla yapılan görüşmelerden sonra alınacak DNR
kararlarını tercih ettiğini göstermiştir. Türkiye’de ise
uygulanması yasak olan DNR talimatıyla ilgili çalışmalar hekim
görüşlerinin belirlenmesi ile sınırlı kalmış, hemşirelerin
görüşlerinin belirlendiği çalışmalara henüz yer verilmemiştir.