5. Uluslararası 9. İlaç ve Tedavi Kongresi, İskele, Kıbrıs (Kktc), 20 - 24 Eylül 2024, ss.310-311
Gastrointestinal sistem kanaması ( GİS) günümüzde sık karşılaşılan mortalite ve morbidite nedenlerindendir. %85’i Üst gis denilen, Treitz ligamanınının proximalinden kaynaklanır Üst gis kanamalarının %60'ı peptik ülser (gastrik, duodenal, stromal ülserler), %15'i eroziv gastrit, özofajit ve duodenit, %6'sı ise özofageal ve gastrik varisler nedeniyle olmaktadır. Diğer nedenler Mallory-Weiss sendromu, stres ülseri, arteriyovenöz malformasyon ve maligniteler sayılabilir.Varis nedeniyle gelişen gis kanamaları portal hipertansiyon sonucunda gelişmektedir. Yapılan çalışmalarda sirotik hastalarda yaşamlarının bir döneminde %90 oranda özefagus varisi geliştiği ve bu hastaların da yaklaşık %30 unun kanama gibi ciddi bir komplikasyonla karşılaştığını göstermişti. Flexible endoskopi en önemli tanı yöntemidir, altın standarttır. Bu olgu sunumumuzda hastanemize gis kanama nedeniyle başvurmuş KC sirozu tanılı iki vakamız hastaneye başvuru şikayeti tetkikleri ve tedavi yöntemleri hakkında incelenecektir .
Bulgular: Vaka 1: 76 yaşında kadın hasta sabah başlayan kahve telvesi şeklinde kusma ve siyah renkte dışkılama yakınmasıyla acil servise başvurdu. Hastanın öyküsünde 1 sene önce geçirilmiş özefagus varis kanaması öyküsü olduğu öğrenildi. 1 sene önce yapılan endoskopide özefagusta F2-F3 varis /gastrik fundik varisler saptandığı öğrenildi. Yapılan üst GİS endoskopi grade 3 özefagus varisleri ve fundus varisi olarak raporlandı. 2 adet band ligasyon işlemi uygulandı. Hastanın takiplerinde hemoglobin düşüşü olması sonucu girişimsel radyoloji ile konsülte edilerek hastaya embolizasyon yapılması planlandı. Girişimsel radyoloji tarafından US eşliğinde, skopi altinda, karaciğer sağ loptan sağ portal sisteme girilerek vasküler introduser yerleştirildi. Daha sonra kontrast madde verilerek portal sistem görüntülendi. Alinan görüntülerde distal özefagus ve gastrik fundus düzeylerinde belirgin varisler izlendi. Uygun kateter yardimi ile varisler düzeyine ulaşilarak periferik koiller ile embolizasyon sağlandi. Devaminda uygun dozda skelorozan madde verilerek embolizasyon sağlandi. Komplikasyon saptanmadi. Hasta işlem sonrasında servise alındı 2 gün daha serviste takip edildi ve bakılan hb değerlerinde anlamlı düşüklük görülmeyen hastaya akut aciller anlatılarak poliklinik kontrolü önerilerek reçetesi düzenlenerek taburcu edildi. Vaka 2: 56 yaş erkek hasta gece başlayan ağızdan kan gelmesi şikayeti ile acil servise başvurmuştur Alınan anamnezde hastanın uzun yıllardır alkol kullanımı olduğu öğrenilmiştir Bilinen HT tanılı, bilinci açık oryante koopere vitalleri stabil, rektal tuşe melena ile uyumlu. Skleralar ikterik ve batın distansiyonu, asit mevcut olduğu gözlemlenmiştir. Yapılan görüntülemede karaciğer parankimi heterojen KC-S ile uyumlu olduğu düşünülmüştür. Akut üst gis kanama olarak değerlendirilip takip ve tedavisine başlandı. Tetkik ve görüntülemeleri alkole bağlı karaciğer sirozu ile uyumlu olup özefageal varis açısından üst GİS endoskopisi planlandı. Yapılan üst GİS endoskopide özefagusta grade 3 varis fundus varisleri saptanmış aktif kanama odağı tespit edilip band ligasyon işlemi uygulanmıştır. Hastanın takiplerinden masif üst gis kanama gelişmesi ve hastanın hemorajik şok tablosunda olması üzerine acil yoğun bakıma alınmış, eritrosit tranfüzyonu uygulanmış ve girişimsel radyoloji ile iletişime geçilerek embolizasyon işlemi için acil planlama yapılmıştır. Girişimsel radyoloji tarafından uygun kateter yardımı ile varisler düzeyine ulaşılarak periferik koiller ile embolizasyon sağlandi. Ayrica sağ femoral venden girilerek vasküler introduser yerleştirildi. Uygun kateter ve tel yardimi ile girilerek sol renal ven yolu ile varislerin drenaj veni kateterize edildi ve uygun çapta balon yerleştirildi. Drenaj veni balon şişirilerek oklude edildi. Devaminda uygun dozda skelorozan madde verilerek embolizasyon sağlandi. Komplikasyon saptanmadi. İşlem sonlandirildi. Hasta birkaç gün yoğun bakım takibinden sonra kanama kontrolü sağlanınca servise alınmış olup takiplerinde aktif kanama olmayınca tedavisi düzenlenerek poliklinik kontrol önerilerek taburcu edilmiştir.
Sonuç: Üst GİS kanaması ile acil servise başvuran hasta popülasyonu oldukça geniştir. Üst GİS kanama geçiren hastaların tedavisinde amaç öncelikle hemodinamik stabilitenin sağlanması olmalıdır, bunun için uygun sıvı replasman tedavisi yanında farmakolojik tedavi de başlanmalıdır. Daha sonra mümkün olan en kısa zamanda endoskopi planlanmalı ve tanı konmalıdır. Bu nedenle, özellikle mortalite ve nüks kanama açısından yüksek risk göstergeleri bulunan hastalara mümkün olan en kısa zamanda endoskopi uygulanmalıdır. . Yüksek mortalite nedeniyle genel durumu kötüleşebilme potansiyeli olan hastalar hızlıca tanınmalı sirotik olgularda varis kanamaları ölümcül sonuçlara neden olabileceğinden bu iki olgumuzda da band ligasyonu yapılmasına rağmen takiplerinde akut kanama gelişen hastalarımıza tedavide yer alan embolizasyon işlemi en kısa sürede uygulanmıştır