Erken Dönemde Ventriküloatriyal Şant Ucunda Trombüs Gelişen İnfantın Başarılı Antikoagülan Tedavisi


Creative Commons License

Kıztanır H., Köşger P., Arda M. S., Özdemir Z. C., Uçar B.

Uluslararası katılımlı 18. türk pediatrik kardiyoloji ve kalp cerrahi kongresi, Antalya, Türkiye, 11 - 14 Nisan 2019, ss.77

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.77
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Erken Dönemde Ventriküloatriyal Şant Ucunda Trombüs Gelişen İnfantın Başarılı Antikoagülan Tedavisi

Hikmet Kıztanır1, Tuğçem Keskin1, Pelin Köşger1, Mehmet Surhan Arda2, Zeynep Canan Özdemir3, Birsen Uçar1

1Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Kardiyolojisi BD, Eskişehir 2Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi AD, Eskişehir 3Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Hematolojisi BD, Eskişehir

Giriş: Ventriküloatriyal (VA) şantların intraatriyal trombüs, travmatik perforasyon, kalp yetersizliği ve infektif endokardit gelişim risklerinin yüksek olması nedeniyle, hidrosefali tedavisinde ilk tercih ventriküloperitoneal (VP) şanttır. Ancak peritonit, cerrahi skarlar veya batın içi yapışıklıklar gibi nedenlerle nadir olarak VA şantlar da uygulanmaktadır. Burada nekrotizan enterokolite bağlı gelişen peritoneal yapışıklıkların VP şant drenajına engel olması nedeniyle VA şant yerleştirildikten kısa süre sonra intraatriyal trombüs gelişen ve antikoagülan tedaviyle düzelen 6 aylık hasta sunuldu.

Olgu: Yirmi dört haftalık prematüre olarak 750 g ağırlığında doğan kız hastaya, 3 aylıkken intrakraniyal kanamaya sekonder gelişen hidrosefali nedeniyle VP şant takıldı. Şant varlığına rağmen baş çevresinde artış olması nedeniyle şant revizyonu uygulandı. Tekrarlayan revizyonlar sonrasında şantın çalıştığı ancak nekrotizan enterokolitin oluşturduğu batın içi yapışıklıklara bağlı olarak BOS’nin peritondan absorbe edilmediğine karar verildi. Bu nedenle hasta 6 aylıkken VP şant, VA şant ile değiştirildi. İşlemin hemen sonrasında ateş yüksekliği olması ve akut faz reaktanlarının yüksek olması sebebiyle kan ve BOS kültürleri alınarak vankomisin+meropenem tedavisi başlandı. İzleminin 4. gününde şantın atriyal ucunun kontrolü amacıyla tarafımıza danışıldı. Ekokardiyografide VA şantın vena kava süperiyordan sağ atriyum içine uzandığı ve kateter ucunda trombüs ile uyumlu 9x4 mm çapında hareketli yapı olduğu saptandı. Ateş yüksekliği gerileyen ve kültürlerinde üreme olmayan hastada, mevcut görünümün vejetasyon ile de uyumlu olabileceği düşünüldüğünden dolayı infektif endokardite yönelik olarak antibiyoterapi 4 haftaya tamamlandı. İki hafta süreyle verilen unfraksiyone heparini takiben, düşük molekül ağırlıklı heparinle devam edilerek antikoagülan tedavi uygulandı. Lupus antikoagülanı pozitif, trombofili paneli ise negatif olarak saptandı. Tekrarlayan revizyonlara rağmen VP şantın efektif çalışmadığı bilinen hastada, VA kateterin çekilemeyeceği Beyin ve Çocuk Cerrahisi Bölümleri tarafından belirtildi. Bu nedenle hastanın izlemine düşük molekül ağırlıklı heparin ile devam edildi. Kontrol ekokardiyografilerinde trombüs boyutunda giderek gerileme olduğu ve tedavinin 3. ayında tamamen kaybolduğu görüldü.

Tartışma ve Sonuç: VA şant sadece periton sorunları bulunan hastalarda mümkünse ekokardiyografi eşliğinde uygulanması gereken bir tedavi yöntemidir. Kardiyak komplikasyon riski özellikle infantlarda yüksektir. Bu nedenle oluşabilecek kardiyak hasar, efüzyon, trombüs ve endokardit açısından belirli aralıklarla ekokardiyografik kontroller yapılmalıdır. Hastaların trombüse yatkınlık açısından değerlendirilmeleri ve trombofili saptananlarda proflaktik antikoagülan tedavi başlanması komplikasyonların azaltılmasında etkili olabilir.

Anahtar Kelimeler: Ventriküloatriyal şant, İntraatriyal trombüs, Trombofili, Antikoagülan tedavi, İnfant