BARACK OBAMA DÖNEMİ AMERİKAN BÜYÜK (GRAND) STRATEJİSİ VE ABD DIŞ POLİTİKASI (2009-2017)


Demir T.

ABD BÜYÜK (GRAND) STRATEJİSİ: Kavram, Temalar ve Tarihsel Süreç Perspektifinden ABD Dış Politikası, KARAKAYA İSKENDER, Editör, Nobel Yayınevi, Ankara, ss.471-498, 2024

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Mesleki Kitap
  • Basım Tarihi: 2024
  • Yayınevi: Nobel Yayınevi
  • Basıldığı Şehir: Ankara
  • Sayfa Sayıları: ss.471-498
  • Editörler: KARAKAYA İSKENDER, Editör
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Barack Obama, George W. Bush’un teröre karşı savaşta terör örgütlerini ve devletleri hedef alan, askerî müdahaleyi önceleyen stratejisini değiştirmiştir. Bu doğrultuda Obama, Bush yönetiminin izlediği politikalar sonucunda İslam dünyasında ortaya çıkan kötü Amerikan algısını düzeltmeye girişmiş, ABD’nin İslam dünyasıyla değil şiddeti yöntem olarak benimseyen aşırıcı terör örgütleriyle savaştığını vurgulayarak İslam dünyasıyla aşırıcı terör örgütlerini birbirinden ayrı tutmaya çalıştığını ifade etmiştir. Ayrıca diplomasiyi temel araç olarak kullanarak uluslararası örgütleri uluslararası hukuk çerçevesinde aktif kılmayı, dünyadaki sorunlara müdahale etme noktasında daha seçici davranmayı ve sorunların bölgesel müttefikler ve ortaklar tarafından çözülmesini tercih etmiştir. Bu türden bir müdahil olmama yaklaşımı çerçevesinde sorunların geleneksel ABD müttefikleri ve ortaklarıyla çözümü tercih edildiği gibi gerektiğinde geleneksel müttefik ve ortaklar terk edilerek devlet dışı örgütlenmeler şeklindeki yeni ortaklar arandığı ve bunların desteklendiği görülmektedir. Obama, askerî müdahaleyi en birincil seçenek olmaktan çıkarmış, Orta Doğu’daki askerî müdahaleleri/operasyonları ekonomik külfet ve insan kaybı açısından değerlendirmiş ve bu bölge den mümkün olduğunca uzak durmaya çalışarak Çin’in yükselişini engellemek adına Avrasya bölgesine yönelmiştir. Fakat 2011’deki Arap Ayaklanmaları sonrasında Orta Doğu’daki yeni gelişmeler ve ortaya çıkan yeni güvenlik tehditleri, Obama’nın Avrasya’da Çin’e yönelik stratejisini olumsuz etkilediği gibi Orta Doğu’dan tam anlamıyla uzaklaşamamasına neden olmuş, istemeden de olsa ABD bölgeyle ilgili bazı sorunlara belirli ölçüde müdahil olmak zorunda kalmıştır.