Cerîde-i Sûfiyye’nin İlk Başyazarı Mesnevîhan Ali Fuad Efendi’nin Hayâtı ve Eserleri


Creative Commons License

Acer A.

Harran ilahiyat dergisi (Online), sa.52, ss.1-25, 2024 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2024
  • Dergi Adı: Harran ilahiyat dergisi (Online)
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.1-25
  • Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Osmanlı’nın son asrında hem siyaset hem de fikir hayatı açısından bazı önemli kırılma noktaları bulunmaktadır. Tanzimat’tan sonra bu kırılmaların belki de en mühimi II. Meşrutiyet’tir. Zira II. Meşrutiyet bir taraftan kadim Osmanlı siyaset geleneğinin kalıcı bir şekilde değişmesine diğer taraftan da bu değişimden önce görece rahatlıkla ifade edilemeyen bazı fikirlerin bir serbestlik sarhoşluğuyla ölçüsüzce dile getirilmesine sebep olmuştur. Bu dile getiriş daha ziyade gazete ve dergi gibi basın yayın araçları vâsıtasıyla yapılmıştır. Nitekim bunun bir göstergesi olarak II. Meşrutiyet’ten sonra özellikle süreli yayın neşrinde olağanın dışında bir artış gözlemlenmiştir. Bununla birlikte yayımlanan mevkutelerin (süreli yayın) büyük bir kısmı bir veya birkaç sayı ancak çıkarılabilmiş ve kısa zamanda basın tarihinin malzemesi hâline gelmiştir. Bu durumun sebepleri üzerinde birtakım tespitler bulunmakla birlikte daha derinlikli araştırmaların yapılmasına da ihtiyaç bulunmaktadır.
II. Meşrutiyet’ten sonra neşir imtiyazı alınan süreli yayınların bir kısmı dinî-tasavvufî içeriklidir. Bu dönemde neşredilen dinî-tasavvufî süreli yayınların en önemlilerinden biri ise Cerîde-i Sûfiyye’dir. Cerîde-i Sûfiyye’nin ehemmiyeti hem yazar kadrosunun genişliği hem yayımlanan yazıların konu ve tür çeşitliliği hem de devrin süreli yayınlarına göre istikrarlı ve uzun ömürlü olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra Osmanlı düşünce dünyasında, pek çok açıdan karmaşıklığın hâkim olması ve her türlü fikrin yüksek sesle dillendirilmesiyle nitelendirilebilecek olan II. Meşrutiyet’in düşünce iklimine dinî-tasavvufî içerikli yazılarıyla ışık tutması, derginin önemini artırmaktadır.
Bu öneminden dolayı Cerîde-i Sûfiyye, son dönemlerde birtakım araştırmalara konu olmuştur. Yazı ve yazar çeşitliliği ile kısmen uzun soluklu ve ulaşılabilir olması bu dergi hakkındaki çalışmaların fazlalığını anlaşılır hâle getirmektedir. Ancak bu araştırmaların daha ziyade parçacı bir yaklaşımla dergideki münferit yazılara veya belli konulardaki yazı dizilerine odaklandığı görülmektedir. Hâlbuki derginin yayın politikası ve hedeflerine yönelik küllî bir bakış sunan çalışmalara ihtiyaç bulunduğu açıktır. Böyle bir bakışı yakalamak için Cerîde-i Sûfiyye’yi neşreden kadronun tanınması önem arz etmektedir ve derginin misyon ve vizyonuna dair bilgilerin isabetliliğine katkısının olacağı aşikârdır. Özellikle onun ilk başyazarı ve ilk sayılarındaki yazıların büyük bir kısmının müellifi olan Mesnevîhan Ali Fuad Efendi ile ilgili bir araştırma, hem dönemin ilmî ve tasavvufî seviyesine ışık tutmak hem de derginin misyon ve vizyonunu tespit etmek açısından mühimdir. Bununla birlikte henüz onunla ilgili müstakil bir biyografik akademik çalışma bulunmamaktadır. Mevcut çalışmalar ise genellikle onun bazı yazılarına odaklanmakta, hayatı hakkında bilgi bulunmadığına işaret etmekte ve doğrusu yanlışından ayırt edilemeyecek bazı kısa bilgiler vermekle yetinmektedir.
Bu çalışma zikredilen husustaki eksikliği gidermek maksadıyla Ali Fuad Efendi’nin hayatını ve eserlerini ele almaktadır. Maarif Nezareti’nde memur olarak çalışmış bulunan Ali Fuad Efendi’nin Osmanlı Arşivi’ndeki sicil varakası ve arşivde bulunan diğer yazışmaları incelenmiş, kendi yazılarında hayatı hakkında verdiği satır arası bilgiler değerlendirilmiş ve mevcut veriler çerçevesinde tam bir biyografisi elde edilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede ailesi ve doğrum tarihi ile ilgili kesin bilgilere ulaşılmıştır. Bunun yanında resmî tahsil hayatı, memuriyet süreci, katıldığı ders halkalarında aldığı dersler ve hocaları tespit edilmiştir. Hocalarından birinin tavsiye ve yönlendirmesiyle dinî-tasavvufî dergi çıkarmaya karar vermiş olduğunu söylemesi, Ali Fuad Efendi’nin hayatının ve donanımının bilinmesinin Cerîde-i Sûfiyye’nin serüveninin bilinmesine katkı sağlayacağını göstermektedir. Nitekim derginin yayın politikasını ve yazılarını şekillendiren zihin dünyasının anlaşılması ve tanınmasının dergi hakkındaki çalışmaları derinleştireceği konu ile ilgili araştırmacıların teslim edeceği bir gerçektir.
Bu çalışmanın özelde tasavvufî biyografiler ve Cerîde-i Sûfiyye araştırmalarına genelde ise II. Meşrutiyet sonrası dinî-tasavvufî Osmanlı düşüncesi çalışmalarına katkıda bulunması hedeflenmektedir. Metin ve doküman analizi metotları kullanılan bu çalışmanın temel kaynakları dönemin biyografi kaynaklarının yanı sıra arşiv belgeleri ile yazarın makaleleridir.