14. Uluslararası Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Sempozyumu, Rize, Türkiye, 26 - 28 Ekim 2021, ss.263-266
Bilişim teknolojileri iş dünyasında uzun yıllardır
kullanılmalarına rağmen gündelik hayatın sıradan bir parçası halini almaları
2000’li yılları bulmuştur. Özellikle akıllı telefon, tablet bilgisayar ve
etkileşimli web teknolojileri ile birlikte bu değişim hız kazanmış ve günümüzde
hemen her kesimden kullanıcılar bazı sınırlamalar olsa da bilişim
teknolojilerine erişilebilir hale gelmiştir. Bununla birlikte, söz konusu
teknolojinin eğlence ve sosyal hayat dışında kullanımı olduğunda önemli
eksiklikler olduğu bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuştur. Diğer bir
ifadeyle, resmi ortamlarda sıklıkla ihtiyaç duyulan üretkenlik (örneğin kelime
işlemci, hesap tablosu, sunum ve tasarım uygulamaları) ve iş birlikli çalışma
teknolojilerinin kullanımında eksiklikler göze çarpmaktadır. Dünya genelinde
birçok kuruluş bahsi geçen teknolojileri de içine alan dijital yeterlik ve
yetkinlik kavramları üzerinde durmakta ve çeşitli çerçevelerle bireyleri
eğitmek ve değerlendirmekle görevli kişilere yol göstermeyi amaçlamaktadır. Bu
çerçevelerin biri de Avrupa Birliği Birleşik Araştırma Merkezi (Joint Research
Centre [JRC]) tarafından geliştirilen ve kısaca DigComp olarak bilinen
Vatandaşlar için Dijital Yetkinlik Çerçevesidir. DIGComp’un temel çıkış noktası
vatandaşların çağdaş kurumlarda istihdam edilebilirliklerini geliştirmektir.
Öğretmenler için bir uyarlaması da bulunan çerçeve, her vatandaşın dijital
yetkinliğe sahip olması gerektiğini vurgulaması bakımından önemlidir. Bu
bağlamda mevcut araştırmanın amacı öğretmen adaylarının çevrim içi iş birlikli
teknolojileri kabul ve kullanımlarını etkileyen etmenlerin nitel araştırma
yaklaşımıyla derinlemesine incelenmesidir. Çalışma devam etmekte olan bir
bilimsel araştırma projesi kapsamında gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın
katılımcılarını Türkiye’nin kuzeydoğusunda bulunan bir devlet üniversitesinde
eğitim gören öğretmen adayları oluşturmaktadır. Öğretmen adaylarına zorunlu
Bilişim Teknolojileri dersi kapsamında Google Workspace paketine dâhil olan
çevrim içi işbirlikli çalışma araçları uygulamalı olarak tanıtılmıştır. Ayrıca
öğretmen adaylarına derste tanıtılan uygulamaların kullanımını gösteren eğitim
videoları gibi çeşitli bireysel öğrenme içerikleri sağlanmıştır. Akademik
yarıyıl sona erdikten sonra dersi alan öğretmen adaylarına davet e-postaları
gönderilmiş ve gönüllü olan sekiz öğretmen adayından veri toplanmıştır.
Görüşmeler video konferans yöntemiyle yapılmış ve kayıt altına alınmıştır.
Ortalama bir görüşme 20 ile 30 dakika arasında sürmüştür. Görüşmelerde
araştırmanın amacına yönelik sorular içeren ve alan uzmanlarının görüşleri
doğrultusunda geliştirilmiş yarı yapılandırılmış bir görüşme formu
kullanılmıştır. Ayrıca araştırmacı yanlılığını azaltmak amacıyla görüşmelerden
önce ve sonra yansıtıcı günlük kayıtları tutulmuş ve bu kayıtlar veri analizine
dahil edilmiştir. Araştırmanın bulguları öğretmen adaylarının iş birliği
denildiğinde daha çok herkesin kendine verilen görevi yerine getirmesini
düşündüğünü göstermektedir. Bununla birlikte bir çalışma grubunda ihtiyaç
duyulabilecek farklı rollere nadiren dikkat ettikleri görülmüştür. Ayrıca
öğretmen adaylarının iş birlikli çalışma konusunda fazla deneyimlerin olmadığı
ve mevcut deneyimlerinin zihinlerinde olumsuz olarak kodlandığı ortaya
çıkmıştır. Katılımcılar günlük hayatta teknoloji kullanımında sosyal medya
siteleri ve video siteleri ağırlıkta olmakla birlikte üniversitedeki derslerin
etkisiyle çalışma amaçlı internet kullanımının arttığını belirtmişlerdir.
Katılımcıların teknolojileri kullanıp kullanmama kararlarında kullanışlılık ve
ihtiyaçların etkili olduğu görülmektedir. Teknoloji kullanımında çevredeki diğer
kişilerin etkisi sorulduğunda, eğer karşı tarafın ek bir işlem yapması
gerekmiyorsa yenilikçi yaklaşımlarının takdir edildiği ancak diğerlerinden yeni
bir uygulama kullanmaları beklendiğinde olumsuz yaklaştıkları belirtilmiştir.
Son olarak, katılımcılar teknoloji kullanımında karşılaştıkları sorunların
çözümünde yoğun olarak YouTube gibi video paylaşım hizmetlerindeki içeriklerden
yararlandıklarını ve yazılı içerikleri nadiren tercih ettiklerini
belirtmektedir. Yakın çevresinde teknoloji konusunda deneyimli bireyler olan
katılımcılar ise yakınlarına danıştıklarını belirtmişlerdir. Bu bilgiler
ışığında öğretmen adaylarının iş birlikli çalışma deneyimlerinin geliştirilmesi
amacıyla iyi yapılandırılmış ve akademisyen denetimi içeren çalışma
ortamlarının tasarlanması, iş birlikli çalışma teknolojilerinin uygulamalı
olarak tanıtılması ve öğretmen adaylarının tercih ettiği paylaşım platformları
kullanılarak destekleyici materyallerin sağlanması tavsiye edilmektedir.